Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:

AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003

.pdf
Скачиваний:
866
Добавлен:
09.02.2015
Размер:
5.24 Mб
Скачать

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

BÖLÜM 42

Murad Han Gazi, kardeşi vefat ettikten sonra kendisi neler yaptı, onu anlatır.

Murad Han, Rumeli'ne yöneldi. Doğru Bursa'ya geldi ve Ka­ rasİ vilayetiyle kendi ilinden kalabalık asker topladı. O za­ manda Çandarb Halil Bilecik kadısıydı, ayrıca İznik'e de ha­ kim olmuştu. Bursa kadısı da oldu. Onunla yakından tanıdık olunca, kendisine kazasker yaptı. Lalası Şahin'i yanına aldı. Pek çok asker toplayıp Gelibolu'dan geçti. Banatoz hisanna yürüdü. Kafider savaşmadan kaleyi teslim ettiler. Kafideri yineyerlerindebıraktı. Oradandoğruca Çorluhisarına vardı. Buranın kafideri boyun eğmedi, yağma emriniverince savaş başladı. Kafirlerle çok savaş yapıldı. Sonunda tekfurlannın gözüne ok isabet etti, yenildiler. Gaziler de dalga dalga hisa­ ra girdiler ve pek çok ganimetler aldılar. Hisarı da yıktılar.

Sonra Misini hisarına gittiler. Tekfuru oğlanlarından birini de getirerek karşıladı. Hisarın anahtarını da getirdi. Sultan Murad Han Gazi dehisarın üzerinekondu. Tekfur da pek çok hediyeler verdi. Padişah bunların hepsini gazilere dağıttı.

Sonra Birgos'a geldiler. Kafider kaçıp gidince hisar boş kalmış. Gaziler hisarı ateşe verip yıktılar.

Şiir

Bu dünyada insanın aklına şaşılır,

Kimi olgun kimi rahat içinde kimisi de noksandır.

Lütuf iyilik ve öfke bunlarda karışmış vaziyettedir. Zaten cahil için çabuk öfkelenmesi açık bir delil

olmuştur.

Kime Allah'ın lütufları yoldaş olmuşsa Onun gönlünde iman nuru parlamıştır.

Hiç kimse için acelecilik etmek iyi değildir. Zaten yiğitlerin işini sabır kolaylaştıı:ır.

Ey kardeş acele etmenin, birden ayağa kalkmanın da bir yeri var,

Ancak onun ehlini bulup şüpheden kurtul.

1 12

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

BÖLÜM 43

Hacı İlbeyi'yle Gazi Evrenoz neler yaptılar ve ne işlerle uğraştılar onu anlatır.

Hacı İlbeyi Meriç kenarındabulunanbirküçücükhisarı fet­ hetti. Gündüz o hisarcıkta kalır, gece olunca da gazilerle ata biner sabah oluncaya kadar kafirlere rahat vermeyip incitir­ lerdi. Meğer bir gece Dimotoka tekfuru Hacı İlbeyi'yi tut­ mak için çıkmış. Hacı İlbeyi bu durumu gazilerle öğrenmiş imiş. Tekfuru gafil aviayıp kolayca ele geçirdi. Hemen hisa­ ra gelip dibine vardılar. Tekfurunu esir gösterdiler. Sonun­ da öldürmernek için anlaştılar ve oğlu, kızı ve hanımıyla is­ tediği tarafa gitmesi için serbest bıraktılar. Hisar halkı bu haberi işitince, sağlam anlaşma yaparak hisarı teslim ettiler. İşte bu yöntemle Hacı İlbeyi Dimetoka hisarını ele geçirdi. Beri yanda Gazi Evrenoz da Keşan hisarını almış, İpsala'yı da zorluyordu.

Şiir

Gazilerin bahtlarının açıldığı bu zaman ne güzeldir. Bunlara Hakk'ın fazileti, rahmet olarak saçıldı.

Ne kadar dağ, taş geçilipbeller de aşılsa,

Bunların Hakk'a, Allah'a dosdoğru yöneldiklerinibil.

Hakk'ın gazileri hangi konağa gelirlerse gelsinler Bunlar için dünya ve ahirette iyilikler vardır.

İster İlbeyi, ister GaziEvranolsunbunlara yapılan dualar Hep iyi karşılanıp kabul oldu.

BÖLÜM 44

Murad Han'ın Edirne'ye nasıl girdiğini anlatır.

Sultan Murad Han Gazi Birgos'tan Eski'ye geldi. Onun da hisarını boşbuldu. Bu birkaçhisarı da aldı. Bu boş kalan hi­ sarların kafirleri Edirne'ye gidip orada toplanmışlar. Padi­ şah lalası Şahin'easkerveripEdirne'yegönderdi. Lalayürü- ·

113

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

yüp Edirne'ye gitti. Kafider Lala'nın geleceğini işitip büyük bir orduyla karşıladılar. Allah, Lala'ya fırsat verdi, yapılan savaşta kafirler bozulup Edirne hisarına girdiler. Beri yanda hükümdara düşmanın yenilip kaçtığını gösteren başlar gön­ derdiler. Hacı İlbeyi'yle Gazi Evrenoz gelip padişahın önü­ ne düştüler ve Edirne'ye getirdiler. O zamanda Meriç Nehri taşmakta idi. Edirne tekfuru geceleyin bir kayıkla kaçıp İnez'e gitti. Sabah olunca bu durumdan herkes haberdar ol­ du. Şehrin kapısını açarak hisarı teslim ettiler, şehir fethedil­ di. Adet olduğu üzere şehri kayda geçirip gereğini yaptılar.

Bu fetih hicretin yedi yüz altmış birinde (M. 1360-61), Orhan Gazi'nin oğlu Sultan Murad Han Gazi eliyle gerçekleştirildi.

Şiir

Fetihlerde bulunan Murad Han bu fethi yaptı Ve neslinden gelenler hakan oldu.

Allah, bu nesli, kan döküp savaşmakla

İslam'ın ortaya çıkması için imana yardımcı kıldı.

Bu hükümdarlar, Muhammed ümmeti içinde Ölmüş ülkelere can olup onları dirilttiler.

Osmanlı sülalesini sevmek diriliğin ta kendisidir; Bu sülaleyi sevmeyenler zarara uğramışlardır.

BÖLÜM 45

Murad Han Gazi'nin Edirne'de neyle meşgul olduğunu anlatır.

Baht açıklığıyla Edirne'de tahtına oturonca lalası Şahin'i Zağra ve Filibe tarafına akma gönderdi. Evrenoz Gazi de İp­ sala'yı fethetti. Bunlar bulundukları yerlerde uçbeyi oldular.

Çandarlı Halil'in kadıasker olduğu zamanda bir gün Kara­ man ülkesinden Kara Rüstem denen bilgili bir kişi gelip, "Efendi hana verilmesi gereken bu kadar malı neden yok ye­ re harcarsınız?" dedi. Kadıasker bunun üzerine, "O nasıl bir

114

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

maldır ki boşuna harcanır?" deyince Rüstem, "Bu gazllerin alıp tutup sattıkları esirlerin beşte biri Tanrı emrine göre pa­ dişahındır" cevabını verdi. Sonra da "Niçin almıyorsunuz?" dedi. Kadıasker bu sözü işitince gidip Padişah'a arzetti. Hü­ kümdar bunun üzerine, "Eğer Tanrı buyruğu ise öyle edin" dedi. Sonra Kara Rüstem'i çağırdılar ve "Efendimiz! Padişah Tanrı buyruğu ise öyle yapın dedi." diye söylediler. Kendisi gidipGelibolu'da oturdu. Her esirdenyirmibeş akçe aldı. İş­ tebu şekildeki adeto iki bilginkişinintedbiriidi. Bunlarınbi­ ri Çandarlı Halil, biri de Karamanlı Kara Rüstem'dir.

Ayrıca beri tarafta Gazi Evreİıoz'a da; "Akınından çıkan esirio beşte birini padişah için al; eğer esir beş olmazsa her bir esirden yirmi beş akçe al" diye haber gönderdiler. İşte bu düzen üzerine Evrenoz da bir hakim tayin etti. Böylece bir hayli oğlan toplandı, sonra bunları padişaha götürdüler. Halil Paşa bunları görünce, "Bunları Türk'e verelim, Türkçe öğrensinler, Türkçeyi bilince getirip yeniçeri yapa­ lım." dedi. Söylediği gibi yaptılar. Müslüman oldular. Yeni­ çeri günden güne fazlalaşmaya başladı. Türklerbunları pek çok yıl hizmete aldı, sonra da kapıya getirdiler ve ak börk giydirdiler. Adını, "ezel çeri" iken, "yeni çeri" koydular, böylece bu padişah zamanında yeniçeri kuruldu.

Şiir

Yeniçeriye kapıda ihtiyaç vardır.

Her bir hizmette padişahınisteğiniyerine getirirler.

Hükümdarları için ganimetten alınmışlardır, Bulunmaz burada başka bir asker.

BÖLÜM 46

Bursa'ya doğru yola çıkan Murad Han'ın orada ne yaptığını anlatır.

Lala'ya Rumeli Beylerbeyi'liğini, Evrenoz'a da uçların beyli­ ğini verdi. İlbeyi vefat etti. Padişah oradan çıkıp Gelibolu'ya

115

Aşık Paşazade 1 Osmanoğullan'nın Tarihi

geldi. Halil'e paşalık verdi. Halil vezir olunca adına Hayred­ din dedi. Gelibolu'ya geçip Biga tarafına geldiler. Murad Han, ''Yüce Tanrı bunu dahi bize vere." dedi. Kalkıp Bursa'ya gel­ diler ve kışı burada geçirdiler. Lala öte yandan Zagra'yla Es­ ki'yi fethetti. Evrenoz da beri yanda Gümülcine'yi fethetti.

BÖLÜM 47

Biga'nın nasıl fethedildiğini anlatır.

Murad Han bir gün beklenmedik bir anda Sırp kafiderinin asker topladığını ve Edirne'ye gelmek istediklerini işitti. Pa­ dişah bu haberi işitince ordusunu toplayıp yürüdü ve Biga yanına geldi. Askerine, "Hey gaziler yüce Allah nasip eder­ se bu kafideri fethedelim. Bundan sonra öteki kafidere gi­ delim." dedi. Bu gaziler de padişahın sözünü, "Başımız ve gözümüz üstüne..." diyerek kabul ettiler. Sonra Gelibo­ lu'ya, "Ne kadar gemi varsa, gönderin. Biz varıncaya kadar bu yakaya gelip hazır olsun." dediler. Ayrıca Aydıncık ge­ milerine de, "Gelsin." dediler.

Sözün kısası bir hayli yelkenli gemiler geldi. Onlara da adam koyup yürüdüler. "Karadan ve denizden yağmadır." deyip hücum ettiler. Hemen fethedildi. İçinde bulunan kafir­ lerin hoyradını öldürdüler. Kadın ve çocukları esir ettiler. Ga­ ziler ganimete boğuldu. Sonra kiliselerini mescit yaptılar ve evlerini de Müslümanlara verdiler. Bu fetih hicretin yediyüz altmış altısında (M. 1364/65) gerçekleşti. Sonra orada yerleşip mesken tutan bu insanlar çok zaman orada kalıp yaşadılar.

Bir gece ansızın kafider Biga'yı bastılar ve birçok kötülük­ lerde bulundular. Ayrıca Biga'yı yıkıp bozdular. Şimdiki Bi­ ga'yı ise onun yerine kurdular.

BÖLÜM 48

Sırplann Edirne'ye geldiklerini anlatır.

Sırp kafideri toplanarak yürüyüp Edirne'ye yakın geldiler.

116

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Şahin Lala da yanındaki gazilerle onları karşıladı. Akşam karanlığında davullar çalındı, Allah'a sığınıp kafirlerin üze­ rine yürüdü. Kafider mehter sesini işitince paniğe kapıldılar. Atları boşanıp ürktü. Gece karanlığında birbirlerini çiğneyip kırıldılar. Meriç kenarında pek çoğu suya dökülüp öldü ve pek azı kurtulabildi. Bazısının da peşine düşüp yolda kaçar­ ken kırdılar. Şimdi o yerin adına gaziler, "Sırpsındığı" der­ ler. Kafirlerin kırılıp bozulduğunu padişah işitince döndü, tekrar Bursa'ya geldi. Oğullarını sünnet ettirdi. Yenişehir'de bir imaret yaptı. Adına Postin-puş denilen bir derviş var idi. Ona bir zaviye yapıverdi. Sonra Bilecik'te bir Cuma mescidi yaptı. Kendine de Bursa'da saray kapısında bir cami yaptı. Ayrıca Kaplıca'da bir imaret üzerinde bir medrese yaptı.

BÖLÜM 49

Murad Han'ın Genniyanoğlu'yla ne şekilde, nasıl dünür olduklannı anlatır.

Germiyanoğlu çok ihtiyarladığının farkına varınca oğlu Ya­ kup Bey'i çağırıp yanına getirdi. Ona, "Oğul! Bu ülkenin si­ zin elinizde kalmasını istersen Osmanoğlu'yla birlik et" de­ di. Sonra, "Bu kızıının birini onun oğlu Bayezid'e veriniz." dedi. Hemen İshak Fakıh'ı elçi gönderdiler. Doğruca Mu­ rad Han'a geldi. İyi cins atlar hediye getirdi.

O zamanlar altın ve gümüş az idi. Denizli'de alemli ak bezler dokunur ve elbise olarak onlardan, özenle dikip gi­ yerlerdi. Alaşehir'de dokunan ve kızıl ivledi denen boyalı kumaştan bayrak yaparlar ve elbise dikip giyerler idi. İshak Fakıh Denizli'nin o meşhur bezlerinden de hediyeler getir­ di. Ayrıca, "Kızımızı oğlunuz Bayezid'e alınız. Yanında çe­ yiz olarak, birkaç parça şehir de verelim." dedi.

Murad Han Gazi de kabuletti. Germiyanoğlu Kütahya'yı, Simav'ı, Eğrigöz'ü, Tavşanlı'yı ve bunun yanında birkaç ye­ ri daha kızına çeyiz olarak verdi. Söz kesip karar alındı.

117

Aşık Paşazade 1 Osmano!julları'nın Tarihi

BÖLÜM 50

Murad Han'ın düğüne başlayıp kızı alıverdiğini ve oğlunu evlendirdiğini anlatır.

Germiyanoğlu'nun kızı diye bahsettiğimiz, Yıldırım Han'a alıverdiği Sultan Hatun'dur. Düğünün tedariki eksiksiz gö­ rülüp her bir iş düzenli bir şekilde hazırlanıp başarıldı. Son­ ra etraftaki beylere davetçiler gönderildi. Karamanoğlu'na, Hamidoğlu'na, Menteşeoğlu'na, Saruhanoğlu'na, Kastamo­ nu'da İsfendiyar'a ve Mısır Sultanı'na davetçiler gönderile­ rek hepsi düğüne davet edildi. Ayrıca kendi vilayetlerinde olan sancak beylerini ve Evrenoz Gazi'yi davet ettiler. Son­ ra düğüne başladılar. Etrafın beylerinden elçiler saçılarıyla gelmeye başladı. İyi atlar, katar katar develer ve görülmedik çeşit çeşit şaşılacak derecede birbirinden güzel hediyeler ge­ tirdiler. Sonra her gelen kişi, adet olduğu şekilde hediyesini ortaya koydu ve mertebesine göre oturdu. Mısır Sultanı'nın da elçisi gelip o da getirdiği hediyelerini arz etti. Mısır elçi­ sini bütün elçilerin üst yanında yer göstererek oturttular.

Bunlar yerli yerine eksiksiz oturduktan sonra müsaade üzerine kendi sancak beyleri de geldi. Bunlar da mertebe sı­ rasına göre hediyelerini sundular. Sonra Evrenoz Gazi'nin hediyeleri arz edildi. Önce yüz köle ve yüz cariye. Fakat on oğlanın elinde, içi filori dolu on gümüş tepsi ve diğer onu­ nun elinde içi istevart dolu on altın tepsi ve sekseninin elin­ de gümüş maşrapalarla içinde şerbet dolu ibrikler bulunu­ yordu. Sözün kısası bu hizmetçilerin hiçbirinin eli boş değil idi. Gelen elçiler bu durumu görünce Evrenoz Gazi'nin ge­ tirdiği hediyelere hayran kalıp, "Bu hükümdarın sadece adamlarından biri böyle olursa..." diyerek parmak ısırdılar.

Sonra Murad Han Gazi'nin de neler yaptığına bak. Evrenoz Gazi'nin getirdiği köle ve cariyeleri gelen elçilere paylaştırdı. Ayrıca altın gümüş avadanlıklardan da verdi. Sonra elçilerin getirdiği atların hepsini kendi adaını olan Evrenoz'a verdi. Ayrıca bir kısım filori de bağışladı. Gerisini bilginler ve fakir­ ler arasında bölüştürdü. Kendi için hiçbir şey bırakmadı. Pek çok kimse fakir gelip zengin gitti ve padişaha dualar etti.

118

Günümüz dilinde: OsmanoQulları'nın Tarihi

Şiir

Murad Han'ın ettiği bu düğünde nice Sofralar serildi ve çok yemekler verildi.

Tam bir ay çeşit çeşit nimetler döküldü Fakir, zengin ve muhtaçlar doydu.

Halk düğün elbisesi giydi;

Yalınlar, rindler ve düzenbazlar donatıldı.

Kazan kazan koyun etleri pişti, Hizmetçiler bile öküz kebabı ister oldu.

Pek çok altın ve gümüş para dağıtıldı, Cimriler ve ayak takımları hocalar gibi oldular.

Bütün insanlar razı oldular,

Hiçbir kimse üzüntülü gitmedi ve halk arasında itişip kakışma olmadı.

Aşıki, O gazi padişah eşi görülmedik bir düğün yaptı, Kelle şekerler bile yük yük ortaya döküldü.

Ben de o zamandan bugüne dek dualar ettim. Ey yoldaş bu duayı ölünceye kadar da edeceğim.

BÖLÜM 51

Gelini getirmek için kimleri gönderdiler ve oradan kimler geldi, onu anlatır.

Bu taraftan erenlerden Bursa kadısı Koca Efendi, evlatların­ dan şimdi bile bulunan emirialem Aksunkur Ağa, Çavuşba­ şı Süle Çavuşoğlu Timur Han, çavuş ve kapıkullarından da bin seçkin atlı, hepsini birlikte gönderdiler.

Ayrıca Kadı'nın hanımı ve Bayezid Han'ın dadısı ve Ak­ sunkur'un hanımı da var idi. Sözün kısası iki bin kadar adam yürüyüp Kütahya'ya vardılar. Sonra Germiyanoğlu da dü­ ğünü Kütahya'da etmiş idi. Dünürleri izzet, ikramla konuk edip gönüllerini hoş ettiler ve en iyi şekilde ağırladılar.

İş bitince kızı Aksunkur'un hanımıyla Bayezid Han'ın da-

119

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

dısına ısmarladılar. Germiyanoğlu da Paşacuk Ağa'yı, geli­ nin atını yedmek için birlikte gönderdi, ayrıca hanımını da yenge yaptı. Kızına çeyiz verdiği şehirlere askerler kondu ve düğün alayı yola çıkıp gelini Bursa'ya getirdiler.

Padişah Bayezid Han, Paşacuk Ağa'yı kaynatasından rica ederek yanında alıkoydu ve çaşnigirbaşı yaptı. Onun oğlu Elvan Bey de çaşnigirbaşı oldu. Elvan Bey'in oğullarından üçü de çaşnigirbaşları oldular. Bunlar sülalece Osmanlı ka­ pısında yakın yer tuttular.

Şiir

Sevinç ve üzüntüler yurdu olan bu dünya, Pek çok padişaha gülmüştür.

Çağlar boyu gelip gelip zevk sefa sürenlerin arzu ettikleri Daha pek çok şeyler vardır.

Dünyadaki insanlar muratlarına istedikleri gibi kavuşamamışlardır.

Bunların muradı daha neler olabilir?

Doğar ağlar, ölünce ağlar bu ilahi adettir.

Sen bu zamanların böylece düzenlendiğinin farkına var.

O güldüğünü sanmaktadır, halbuki yanlış bir hayale kapılmıştır;

Üzüntüyle son bulmayan neşe ve sevinç var mıdır?

Bu düğünün yapıldığı ve Kütahya'nın verildiği tarih hic­ retin yedi yüz seksen üçünde (M.1381) gerçekleşmiştir.

BÖLÜM 52

Murad Han Gazi'nin Hamid vilayetini nasıl fethettiğini anlatır.

Düğüne gelen Hamidoğlu'nun elçisiyle bir anlaşma olmuş­ tu. Buna göre Hamidoğlu Hüseyin Bey vilayetini Murad Han Gazi'ye satacak idi. Şimdi bu anlaşma gereği Murad

120

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Han yürüyüp Kütahya'ya vardı. Hamidoğlu onun kendine geldiğini anlayınca adam gönderdi ve "Ben o anlaşmanın üzerinde ciddiyetle duruyorum." dedi. Bunun üzerine Ak­ şehir'i, Beyşehri'ni Seydişehri'ni, Yalvaç'ı, Karaağaç'ı ve Is­ parta'yı senetle satın aldılar. Murat Han adamlarını gönder­ di, satın aldığı illeri zapt etti ve içlerine kendi adamlarını yerleştirdi. Civadarını da kendi beratıyla tırnar verdi.

Bu fethin tarihi, hicretin yedi yüz seksen üçüyle dördü arasında (M.l381-1382) idi.

BÖLÜM 53

Murad Han Gazi asker topladı

ve topladığı bu orduyla ne yaptı onu anlatır.

Kalabalık ordu toplayıp Rumeli'ne yöneldi. Gelibolu'dan geçerek Malkara'ya ulaştı. Beri yandan Gazi Evrenoz'ı Lala Şahin de Rumeli ordusuyla geldiler. Evrenoz'u Lala Şahin'in yanına vererek yürüdüler ve Fire üzerine vardılar. Hemen Fire'yi aldılar. Beri yandan Murad Han gelerek Çatalca hisa­ rının üzerine düştü. Kafideri teslim olup haraca razı oldular. Ondan sonra Şahin'e haber gönderdi. O da gelip padişaha kavuştu. Ardından İncegiz'in üzerinde Türklerin "Tanrı Yıktığı" dedikleri Polanya hisarına vardı. O yerin insanları kaçıp bu hisara girmişler idi. Günlerce savaştılar, ancak ala­ madılar. Sonunda bırakıp gittiler. Padişah, "Meğer bunu Tanrı yıka." dedi. Sonra kalkıp Devletli Kabaağaç denen ye­ re gelip kondular. Murad Han da, bir kaba ağaca arkasını verdi. Otururken bir kısım adarnlar geldi ve birbiri ardın­ dan, "Padişahım! Allah'ın kudretiyle o kale yıkılıp yerle bir oldu." dediler. Padişah da Şahin'i gönderdi. Gidip altın ve gümüş tepsiler ve filoriler ve sayısız para, akçelerle hesapsız mal getirdi. Halkının gönlünü alarak yerinde bıraktılar. Pek çok altın ve gümüş tas da buldular. Gaziler başlarına giydi­ ler, üsküf denilen başlık o zaman ortaya çıktı. Bir de hüküm­ cların arkasını dayadığı o ağaç için padişah, "Bu ağaç devlet­ lü kaba ağaçtır" dedi. O ağaca isim verme padişahın sözü se-

121

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]