Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:

AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003

.pdf
Скачиваний:
866
Добавлен:
09.02.2015
Размер:
5.24 Mб
Скачать

Aşık Paşazade 1 Osmanoğullan'nın Tarihi

yana aklncılar gönderdi. Yakıp bozdular ve harap ettiler.

Çok çok fetihler yapıldı ve ganimetler alındı. Sonra Karafir­ ye'de muhtaçlar için bir imaret yaptı. Oradan Edirne'ye gel­ di, burada da bir imaret yaptı.

Şiir

Arzu ve istekleri araştıran binlerce hayal gönülden geçer; Bunların kimisi gerÇekleşir kimisi dilde söylenir.

Kimisini dil söyleyince elle yapılır, bu da ülke halkının Ve boyların sürülmesine yol açar.

Halkı ilinden ve aslından uzaklaştırır, o düğün ve ziyafetler,

Neşeler, sevinçler yasa döner.

BÖLÜM 62

Bayezid Han'ın Dispot'la neler yaptığını anlatır.

Sırp gidince Bayezid Han ülkesine, "Benimdir." dedi. Vıl­ koğlu* da padişaha pek çok armağanlada elçi gönderdi ve; "Taht da kutlu olsun." dedi. Ayrıca babasının ağzından bir mektup yazdı. Babasının bir güzel kızkardeşi vardı, Sırp'ın öz kızıydı ve bunu padişaha vermeyi kararlaştırmışlardı. Bayezid Han'a mektubunda, "Bundan sonra hizmetçini al götür, hizmet etsin." diye yazdı. Padişah'a gönderdiği elçi gelip haber verdi. Bunlar da cevabında, "Kızı gönderin gel­ sin." dediler. Onlar da kızı gönderdiler. Gelip Bayezid Han'la buluştu ve maksat hasıl oldu.

Ondan sonra kendi adetlerine göre ne hizmet varsa yeri­ ne getirdi. Ayrıca, "Devletli padişahtan kız kardeşim hiz­ metçine Semendire'yi sadaka etmeni isterim." dedi. Padi­ şah bunun dileğini kabul ederek yanında Güvercinlik'i de verdi. Ama Nigeobrı'nı (Niğbolu) vermediler. Sonunda bu söz ve anlaşma üzerine kararlı bir şekilde duruldu.

*Babası Vulk'un adıyla anılan bu kral, Osmanlı metinlerinde Vulukoğlu, Valıkoğlu, Vılıkoğlu veyaVılkoğlu biçiminde de geçer.

132

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

İşte Timur tehlikesine kadar Bayezid Han sohbet işlerini, Ali Paşa'nın da yardımıyla Sırp kızından öğrendi.

Şiir

Şarap yanında, kebap da birlikte meclis kuruldu Kafir kızı geldi ve kadehler dolaştırıldı.

Bu sohbette nasıl bir meclis kurulduysa, Ali Paşa, "Han'ım, bunlara iyi bak." dedi.

Sultan Bayezici'in şarap içmesine sebep olarak, Ali Paşa'yla kafir kızı gösterildi.

Kafirlerle çok muameleler yapılmasına rağmen, Osman sülalesi bu zamana kadar içmemişti.

Bir latife: Bu Osmanoğulları, bir sadık soydur. Bunlardan İslamiyet'e uymayan hiçbir hareket görülmemişti. Alimler bir şeye, "günah" demişse Osmanoğulları da ondan kaçar­ lardı. Orhan devrinde, Gazi Murad Han zamanındaki alim­ ler, Çandarlı Halil'e gelinceye kadar haramdan uzak durur­ lar ve asla günah işlemezlerdi. Ne zaman ki Çandarlı Halil ve Türk Rüstem geldi, bunlara efendimiz dediler, ondan sonra işlere hile karıştı. Halil'in oğlu Ali Paşa vezir olunca bilgili insanlar çoğaldı. Bu Osmanoğulları, haramlara karşı katı davranan bir soy idi. Onlar gelince fetvaya, diru hü­ kümlere hile karıştırdılar ve Allah korkusunu ortadan gö­ türdüler. Hatta onların memleketinde eski parayla kimse alışveriş yapmaz, başka ülkelere de gitmezdi. Bu karar Ali Paşa zamanında bozuldu.

Ali Paşa zevkine çok düşkün bir kişiydi. Yanında hukuk ve terbiye işleriyle görevli olanlar da o çeşit insanlardı. Ka­ dıların harama yönelip haktan ayrıldıkları, günahları açıkça görülür oldu. Bunun üzerine bir gün Sultan Bayezid, "Ka­ dıları getirin." diye emredince harama ve haksızlığa başla­ mış pek çok kadı toplayıp getirdiler. Padişah bunları Yeni­ şehir'de bir eve koydurdu ve "Gidin o evi ateşe verin, için­ de ne kadar kadı varsa hep birlikte yansın." dedi. Ali Paşa bunların kurtulmasında şaşkın ve aciz kaldı.

133

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Padişahın nedimleri arasında Maskara Arap adında biri vardı, Ali Paşa onu çağırda. Ona, "Eğer bu kadıları padişah­ tan kurtaracak olursan, sana çok mal vereceğim." dedi. Mas­ kara Arap oradan kalkıp Sultan'ın huzuruna geldi ve "Padi­ şahım beni İstanbul'a elçiliğe gönder." dedi. Bunun üzerine Sultan, "Bire devletsiz Arap! Orada, İstanbul'da ne işin var?" diye sordu. Arap da, "Gideyim tekfurdan keşişler iste­ yeyim." cevabını verdi. Padişah bu söze karşı, "Bire keşişle­ ri ne yapacaksın?" deyince, "Han'ım kadıları öldürelim de keşişler kadı olsun." dedi. Padişah tekrar, "Bire it Arap! Ka­ dılığı keşişlere vereceğime kendi adamlarıma veririm." de­ yince Arap, "Senin adamların okumuş değildir, halbuki bu keşişler pek çok seneler okuyup dirsek çürütmüşlerdir." ce­ vabını verdi. Sonra Bayezid Han, "Ya bire Arap, iş nereye varır?" diye sorunca Arap, "Sultanım! Onu padişahlar bilir. Onların hallerini, işlerini ve çeşitli hareketlerini." dedi. Son­ ra Bayezid Ali Paşa'yı davet edip, "Ali bu kadıların hepsi okumuş mudur?" diye sorar. Ali Paşa da, "Evet, Sultanım okumayan insan hiç kadı olabilir mi?" cevabını verir. Padi­ şah bunun üzerine, "Ya! Madem ki okumuşlardır, niçin ha­ rama yönelip günah işlerler; yaramazlıklar ederler?" der. Ali Paşa cevap olarak, "Sultanım! Bunların gelirleri azdır." der. Şimdiki zamanda kadılar binde yirıni resim alırlar, o da Ali Paşa gayretiyle olmuştur. Bu sebepten onu, kadıların gelirle­ ri çok olsun diye Ali Paşa başlatmıştır. Paşalada kadıasker­ leri ise artık hoş görmeleri lazım.

Şiir

Cihana hükmetmek padişahların elinde ise de, Onun kulpu bilgili olanların dilindedir.

O kulpa binlerce hile ipini takıp Müslümanların yolunda tuzak kurarlar.

Özellikle bir softa alimler safına geçerse O, padişahların ülkesinde ne hileler yapar.

134

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Sözün kısası Osman neslinin günah işlemesine ve hararn­ ıara sapmasına ilk önce Ali Paşa sebep olmuştur. Çünkü hi­ le ve oyun bilen pek çok Arap ve Acem bilginleri onun ya­ nına çok gelip giderlerdi.

Bilgin yoldan çıksa ışık olur, ışık da azarsa şeytan olur.

BÖLÜM 63

Bayezid Han, Karamanoğlu'yla ne yaptı onu anlatır.

O zaman Hamidili'ni vuran Karamanoğlu tekrar geri dön­ dü. Padişah da Bursa'ya geldi. Hamidili vilayetinin insanla­ rı şikayete geldiler ve "Padişahım! Karamanoğlu'nun zul­ mü haddi aşmıştır. Bizim halimizi perişan etti." dediler. Ba­ yezid Han da gayrete gelip, "Yüce Tanrı'nın yardımı ve iz­ niyle gidip onu yola getireyim." dedi. Hemen ordunun top­ lanmasını istedi, yürüyüp Tekeili'nden dolanarak Kara­ man'a çıktı. Orada ansızın Germiyanoğlu Yakup Bey'le ve­ ziri, hisar beyi ve ordu komutanıyla karşılaştı. Bunları tutup İpsala Hisarı'nda sağlam bir şekilde hapsetti. Sonra doğru­ ca Karaman'a yürüdü. Karamanoğlu kaçıp dağa çekildi. Ba­ yezid Han da varıp Konya'nın üzerine karargah kurdu. Şehrin kapılarını kapattılar. O zaman harman mevsimi idi. Arpa ve buğday çeçleri Konya meydanında dağ gibi yığıl­ mıştı. Ordudan askerler hisara gelip çağırdılar ve " Ey kale halkı! Atıanınıza yedirmek için, gelin bize arpa ve saman satın." dediler. Onlar da, bunların sözlerinin gerçek olup ol­ madığını anlamak için adamlar gönderdiler. Adamları gel­ di. Bunu padişaha da söylediler. Padişah bir iki asker gön­ derip, "Sakın kimseye zulmetmesinler. Arpa sahibi kendi insafına göre satsın." dedi. Arpalarını satınca hükümdar yanlarına adam vererek o kişileri hisara kadar ilettiler.

Şehirhalkı bunlardaki adalet ve insafıgörünce şehrin kapı­ sını açtı. Kale fethedildi. Etraftaki şehirlere de, "Bu gelen Sul­ tan çok adalet ve merhamet sahibidir. Müslümanların malın­ da ve yiyeceklerinde asla gözü yoktur." diye haberler gitti. Bu haberi duyan diğer şehirlerin halkı, adamlar göndererek,

135

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

padişaha, "Geliniz, bizim şehirlerirnize de bakınız." dediler.

Aksaray'ı, Niğde'yi, Kayseri'yi verdiler. Develi'nin Karahi­ sar'ı da dahil hepsini yöre ve köyleriyle teslim ettiler.

Bu hali gören Kararnanoğlu aciz bir şekilde ister istemez elçi gönderdi ve "Şimdiye kadar her ne olmuşsa benim yü­ zürndendir. Bu günahlarıma pişman oldum ve affetrnenizi diliyorum." dedi. Sonunda barış yapıldı. Çarşamba Suyu'n­ dan sınır kesilerek ötesi K'lrarnanoğlu'na bırakıldı. Berisi de padişahın oldu. Padişah da kendi adarnlarını yerleştirerek geri dönüp kutluluklada Bursa'ya ulaştı.

Şiir

Adaletle hareket eden her Sultan Allah adamı bir velldir. Bütün cihanın böyle adil bir padişaha köle olması da

ayıp değildir.

Süleyman peygamber de dünyayı adaletle tuttu. Hangi padişah adalet sahibi olursa Süleyman

Peygamber'e benzer.

Gönül ülkeleri düşmanlıktan yıkılır. Bir ülke ne kadar şen ve bayındır olsa

Düşmanlık orayı ören yerine çevirir.

Aşıkl sakın gönlünde kin ve düşmanlığa yer verme. Bu kıl kadar bile olsa imanını bozar.

BÖLÜM 64

Sultan Bayezid Han'ın Kastamonu'ya ne şekilde vardığını anlatır.

Padişah bir gün kutluluklada Bursa'dan çıkıp doğru Tarak­ lı Borlu'ya vardı ve onu fethetti. Sonra yürüyüp Kastamo­ nu'ya ulaştı. İsfendiyar Sinop'a kaçtı ve oradan Bayezid Han'a elçi gönderdi. ve "Benim padişahtan ümidim, beni hizmete kabul etrnesiydi. Yine de ihsan ve bağışta bulunup bu oturduğurn yeri bana sadaka etsin." dedi. Bayezid Han bu sözü kabul etti. Kıvrırn Yol'dan aşağısını sınır kesip İs-

136

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

fendiyar'a verdiler. Geri kalan yerler de Bayezid Han'ın idaresi altına girdi. Oradan dönüp Bursa'ya geldi.

Buraların Sultan Bayezid tarafından alınışı, hicretin yedi yüz doksan yedisiyle sekizi (M. 1395-96) arasında gerçek­ leşti.

Şiir

Bu dönen felek nasıl bir iş işlemekte,

Bak Karaman Karataş'ta tepesi aşağı durmakta.

Bayezid bu ülkeyi aldı ve adamlarına verdi. Artık sipahi ve yiğitlere iş kalmadı.

Silifke'yi gözyaşından sel bastı. Ciğerler gam ve tasadan kan doldu.

Seni dönüp dolaştıran bu varlığının, Bakınca bir nefes olduğunu görürsün.

BÖLÜM 65

Bayezid Han'ın Amasya ve Sivas'ı nasıl fethettiğini bildirir.

Amasya'yıSultanBayezid'e asıl sahibi verdi. O zamanda Ka­ dı Burhaneddin Amasya'nın sahibini incitmişti. Bayezid Han'ın idaresinde iken Kadı Burhaneddin Hakk'ın rahmeti­ ne kavuştu. Oğlu küçük kaldı. Kızını da Dulkadıroğlu Nas­ reddin Bey'e vermişti. Burhaneddin'in oğlunu Nasreddin Bey'e gönderdiler. Bu yüzden vilayetin ileri gelenleri Sultan Bayezid'e, "Gel!" diye adarnlar gönderdiler. Bayezid Han yürüyüp Sivas'a geldi. Şehrin önde gelen adamları tarafın­ dan karşılandı. Padişahlığın kanunu ne ise yerine getirildi. Bayezid Han da Sivas'ı oğlu Emir Süleyman'a verdi. Oradan yürüyüp Erzincan'a ulaştı. Erzincan Beyi Taharten itaat etti. Padişah kendisini yerinde bıraktı, ancak ailesini ve çocukla­ rını Bursa'ya gönderdi. Sonra Divriği'yi aldı, Malatya'ya var­ dı. Malatya'yı, Derevende'yi, Bihisni'yi fethetti. Sözün kısası bu vilayetlerin hepsini aldı ve sonra Bursa'ya geldi. Tahar­ ten'i geri Erzincan'a gönderdi ve ailesini Bursa'da alıkoydu.

137

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Şiir

Beni seven eşimden ayıran bu

Eşikten dostluk ummam mümkün mü?

Yaz kış yollar gözlemekteyim. Benim bu durumda Dünyada rahat olmam mümkün değil.

Oğul, kız ve eşim benden ayrı olunca,

Hangi hareket ve davranışımdan lezzet alabilirim.

Bu ayrılığıma sebep sen oldun, bu karşılaşmadan Nasıl doğruluk beklersin.

Ey Bayezid! Taharten'den dostluk bekleme. Çünkü onu hayat arkadaşından ayırdın.

Şiir

Dünya bir şekilde görünmemiş, halden hale girmiştir, Ve cihanla güreşenler onu yenememişlerdir.

Bu geniş çemenlik neler bitirmedi. Bu da kara toprağın görünüşleridir.

Bu fetih hicretin yedi yüz doksan sekizinde (M. 1395-96) gerçekleşmiştir.

BÖLÜM 66

Saruhan Beglü'nün Filibe yöresine nasıl geldiğini ve sürülüp oraya gitmesine neyin sebep olduğunu anlatıp bildirir.

Menemen Ovası'nda kışiayan Saruhanili'nin göçer halkı var idi. O yerde tuz yasağı bulunuyordu. Onlar yasağı kabul et­ mezlerdi. Bunu Bayezid Han'a bildirdiler. Padişah da oğlu Ertuğrul'a haber göndererek, "Ne kadar olursa olsun o göçer evlerin hepsini iyice tespitederek seçme adamlarınla yola çı­ kar; Filibe yöresine getirsinler. Bunda ihmal gösterme ve ace­ le et." dedi. Ertuğrul da babasının sözünü kabul edip o göçer evleri eksiksiz gönderdi. Filibe yöresine getirip yerleştirdiler.

138

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Şimdiki zamanda Filibe'de Serhan Begli adıyla anılanlar on­ lardandır. İşte bu Paşa Yiğit Bey adındaki kimse onların bü­ yüğü ve önderi idi. O zaman onlarla birlikte gelmişlerdi.

Şiir

Padişahların sürgün etmesi, bu sebeple başka yerleri Bayındır hale getirip şenlendirmesi kanundur.

İnsanlar o yolculuktan zahmet çekip ineiniderse de, Bu Tanrı'nın takdiridir, ellerinden bir şey gelmez.

Boyun eğip o yazgıyı gözetir ve itiraz etmezse Kısmetini bulur ve rahata kavuşur.

SORU.- Bayezid Han Malatya'yı kimlerden aldı? CEVAP.-Malatya'yı Türkmen'den aldı. Ayrıca Divriği'yi

Kürt'ten; Gürün'den beri Behisni'yi (Besni) Türkmen'den aldı. Bunlar da eskiden beri hüküm sürmediler. Ertana'dan sonra o vilayet bunların ellerine girmişti, hükmettiler. Sul­ tan Bayezid o yerleri zaptedince o beyler zorda kaldılar ve Arap'a kaçtılar. Ne zaman Timur tehlikesi ortaya çıktı, Mı­ sır sultanı vasıtasıyla yine her biri kendi yerine geldi. İşte o zamandan beri Mısır bunlara hükmeder oldu.

SORU.- Peki Anadolu'dan Bayezid Han'dan kaçarak gi­ denlerin durumları nereye vardı?

CEVAP.- Bir kısmı Timur'a gittiler. Bunlar Taharten, Ger­ miyanoğlu, Düzme Aydınoğlu, Menteşeoğlu idi. Bunlar arasında bir de İsfendiyaroğlu'nun elçisi vardı. Fakat bun­ ların her biri bir kılıkla varmışlardı. Germiyanoğlu ibiisi ka­ lesinden veziriyle hapisten kaçıp ayıcı ve maymuncularla arkadaşlık ederek Timur'a geldi. Menteşeoğlu saçını sakalı­ nı kazıtıp rezil bir halde vardı. Aydınoğlu çerçilik ederek vardı. İsfendiyaroğlu elçisiyle Taharten de köle kılığında vardılar ve beraber idiler.

Bunlar Timur'a gelip durumlarını bildirdiler, "Ey ulu bahtlı kişi! Bize merhamet et, biz pek ziyade mazlumuz." diye yalvardılar. Fakat onu en çok tahrik eden Taharten'le Gerrniyanoğlu idi. Çünkü biri hapisten kaçıp varmış, diğe-

139

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

ri de oğul, kız ve hanımdan ayrı düşüp gitmişti. Bunların yalvarmaları tesir etti ve tahrike bunlar sebep oldular.

Şiir

Sen kınayarak şikayette bulunmadın, tahrik edip sebep oldun ve

Binlerce can mahvoldu.

Timur'a bozgun ve yıkıcılık temelini kurdun, Böylece pek çok günahsız insan vatanından ayrıldı.

Diğer şiir

"Ölçüsü olmayan hesaba gelmez mal aldı" dediler. Bunun üzüntüsü, yası bizden uzak olsaydı, ne olurdu.

Oğul, kız, kavim, kardeş ülkeden ayrıldı, Halkımız artık çuval eskilerini giyer oldu.

Bütün varlık ve benliklerini unutup Allah'tan Bir kurtarıcı göndermesini isterler.

"Biz ona karşı günah işlemedik. Hatta ona bir kılımız bile karşı gelmedi.

Elimizde geçmez para bile bırakmadı,

Şimdi bize yiyeceği bile dilenciler vermektedir.

Derdimiz pek fazla, halimizi anlatmak için Yüzümüz kalmadı" dediler.

Diğer; bu da şiir

Yine bin çeşit defter ortaya çıktı, Hakk'ın dileği ne ise sonunda o yazıldı.

Alemi zulüm ve sapıklık kapladı, Köleler de bütün insanlara baş kesildi.

Mundar ve temiz ayırt edilmez şekilde birbirlerine karıştı, Yemek için ise köpek Çağatay ortaya çıktı.

Artık savaş başladı ve halk kaçma yolunu seçti; Öküzler, katır yerine konulup, arkalarma yük yüklendi.

140

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Bir kişi götürmek için hazır bir şey bulamaz,

Bulduğu ise yalnız bir eski hasır parçasıdır.

Lanetli Timur kendinibüyük gördüğündenberi pek çok Altın ve gümüş bakır olarak anıldı.

Timur'un cevabı: Timur bu gelen beylere, "Ey beyler! Şim­ di bu Yıldırım Han Allah yolunda çarpışan bir padişahtır. Siz ise bizim günahımız yok diyorsunuz. Padişahlar bir kimseyi sebepsiz yere, durup dururken incitmezler." der ve ayrıca, "Bir çoksebepleri de vardır. Sizden para istemiştir, biribudur. Biri, 'gelin bana hizmette bulunun.' demiştir. Biri de, 'Ben Tanrı yolunda düşmanla savaşacağım bana asker verin.' de­ miştir. Şimdi sizler bu söylediklerimi yerine getirmez iseniz, töreye göre, sizi incitirler. Sizin bu sözünüzün yalan veya ger­ çek olduğunu nebileyim. Eğer doğru söylüyorsanız, padişah­ lar için bu gibi haller uygun düşmez. Eğer yalancı iseniz, siz­ lere de bu hal layık değil, bu ise padişahlara töhmet ve suç yüklemektir. Evvel elçi göndereyim de o padişahın ne oldu­ ğunu ve halini anlayayım, görelim ne cevap verecek" dedi.

"Elçi göndereyim" dediğini Germiyanoğlu işitince he­ men, "Sultanım! Bu bizim halimiz iki şeyden uzak değildir. Sözümüzde ya gerçek veya yalan oluruz. Eğer gerçek ve doğru isek mürüvvet ve ihsan sana aittir.Yok yalan söylü­ yorsak ülkeleri ele geçirmek o zaman padişahlara adettir, emirdir." dedi.

Sonra Germiyanoğlu'nun sözüne "Elçi lazımdır" dedi­ ler. Göndermek için elçi hazırlıkları yapıldı. Bu sırada Ti­ mur, Sultan Ahmed'le Kara Yusuf'un Şam hapsinden kur­ tularak kaçıp Yıldırım Han'a vardıklarını işitti. Timur bu haber üzerine elçi göndermeyi, o beylerin hallerini bilmek ve Yıldırım'ın yanında kalıp kalmadıklarını öğrenmek için sonraya bıraktı. Az zaman orada kalıp gittiklerini öğrenen Timur, bunun üzerine, elçisini Yıldırım Bayezid Han'a gönderdi.

SORU.-ObeyleroradaikenTimurneden elçisini gönder­ medi?

CEVAP.- Timur, obeylerin gidip Yıldırım Han'ı kendinin

141

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]