AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003
.pdfAşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
man'a hatıra olarak götürdüler. Onun İbrahim, İsa ve Alaeddin olmak üzere üç oğlu kaldı. Üçü birlikte Sultan Murad'a geldiler. Mehmed'in Bengi Ali Bey adında bir kar deşi vardı. Tahta geçmek istedi; ancak halk ikiye ayrılıp bir kısmı onu istemedi.
Sonunda Sultan Murad Han, İbrahim'e sancak verip kılıç kuşattı, iki kardeşini deyanında alıkoydu. İbrahim debaba sının Hamidili'nden aldığı yerleri geri Sultan Murad'a ver di. Bunlar içinde Okluk da var idi. Hayli zaman anlaşmala rına sadık kaldılar. Hatta iki ülke tek bir memleket gibi ol du. Sultan Murad da Hamidili vilayetini Şarabdar İlyas'a mansıp olarak verdi. Daha iyisini Allah bilir.
BÖLÜM 98
Amasya vilayetinde ve Tokat'ta Kızılkocaoğlanlan Yörgüç'le ne yaptı. Aralannda hangi olaylar oldu ve olmaktadır. Bunlan anlatır.
Amasya ve Tokat vilayetlerinde Kızılkocaoğlanları denen Türkmenler vardı ve insanlar bunlardan eziyet görüyorlar dı. Hatta yolcularbir şehirdenbaşkabir şehre kalabalık hal de olmayınca gidemezlerdi. Gittiklerinde de Kızılkocaoğ lanları'nınhırsızlıkları ve yolkesmeleri eksik olmazdı. Yör güç bir gün bunlara bir hile yaptı. Padişah tarafından gön deriliyormuşgibibirelçiyi, pekçokhediyelerlebunlarayol ladı. Dört kardeşin her birine ayrı ayrı padişah ağzından mektup da yazdı. Mektupta, "Lalam gidip Yörgüç'le yol daşlık edin ve Alparslan cengini vurun. Sonra doğruca Ar tukova'ya gelin, sizin tımarınız olsun." diye yazdı. Ayrıca Yörgüç'ün adamlarından biri de padişah elçisiyle birlikte geldi. Kızılkocaoğlanları'nı Çorumlu vilayetinde buldular. Yörgüç'ün elçisi Yörgüç'ün mektubunu verdi ve padişah tarafından gönderilen elçinin de geldiğini söyledi. O da he diyelerini ortaya koyup mektubu verdi.
Bunlar çok sevindiler ve mektubu açıp okudular. Sonra yol kesici, haram yiyici ne kadar Türkmenvar ise hepsi top-
182
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
landı. Kızılkocaoğlanları'nın dört kardeşi de dahil, daha el çi yanlarında iken dört yüz kişi oldular. Bunlar Türkmen'in seçme yiğitleri ve yarar yoldaşları idi.
Bu dört kardeş kendi aralarında anlaşıp "Yörgüç Paşa bunlara karşı gelecek olursa savaşıp hepsini kılıçtan geçire rek memleketi yağmalayıp geri geliriz." diye karar verdi ler. Bu düşünce ile yürüdüler. Merzifon Ovası'nda konak ladılar. O gece Yörgüç'ün adamlarından hiç kimse bunları karşılamak için gelmedi. Bunlar, "Yörgüç nerede, niçin gel medi?" diye sordukları zaman, "Pek iyi değil." cevabını verdiler. Bunlar gidip Amasya'ya girecek oldular. Yör güç'ün oğlu önlerine çıkıp üzüntülü vaziyette, "Kusuru muza bakmayın, babam pek iyi değil İnşallah iyileşince ge lir. Siz de şehirde birkaç gün dinlenmiş olursunuz. Sizlerle yiyip içelim. Babam sağlığına kavuşunca belki ben de si zinle birlikte giderim. Babam iyileşmezse siz yetersiniz. Askerin tamamı Sunsa'dadır, hepsi orada toplanmış hazır beklemektedir." dedi.
Bunlara izzet ikram edip yerleştirdiler. Bu dört kardeşi ayrıca yüce bir yerde misafir ettiler. Hadsiz hesapsız yiye cekler hazırlamışlardı. Yanında yüklerle şaraplar da vardı. Bunlara götürdüler. Sonra seçmeTürkmenyiğitlerini debö lük bölük yerleştirdiler. Hepsi için çeşit çeşit yiyecekler ve şaraplar hazırlamışlardı, verdiler.
Bunlar yemeye içmeye başladılar. Vakit iledeyip gece olunca, şarapbaşlarınavurdu,akıllarıörtüldü. Gafletuyku suna daldılar ve düşünemez oldular. Basiretieri bağlandı. Evvela o dörtkardeşin dördünübirden kavrayıp ele aldılar. Zaten adamlar hazırlamışlardı. Bunların dört yüzünü de tuttular. Hepsini soyup ellerini arkalarma bağlayarak top luca bir zindana getirdiler. Ateş yakıp zindanın kapısınıka patarak duman verdiler. Hepsi dumandan boğulup kırıldı. Hiç biri kurtulmadı, tamamı öldü. Sonra o dört kardeşin başlarını kestiler. Böylece o memleket bunların şerrinden kurtulup emniyetli hale geldi.
183
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
Şiir
Türkmenler şarap içtiler, akıllarını Yitirdikleri gibi karıları da boş düştü.
Türkmen yiyip içip yatıp döküldü. Buraya gelenlerin hepsi kazaya uğradı.
Bu Yörgüç'ün konuklarını ağırlamasıdır.
Onun sofrası yiyecekleri yılan zehiri ve şişi olmuştur.
Kızılkocalılar ülkeleri örene çevirirdi, ancak Ömürleri yıkıldı, şimdi onlar için kaygılı kış başladı.
Artık avradı ve eri dağılıp mağaralara çekildi, Bunlar "Bu nasıl iş?" diye birbirlerine sorarlar.
Bu beyoğlu olan dört han'ımız nerede?
Ne vakit savaş oldu da askerimiz kırılıp öldü.
Yörgüç, Türkmenleri kaldıkları yerde bağlatınca, "Bunla rın işini bitirin ve hayatiarına son verin." diye buyurdu. Kendiside atmabinipTürkmenobalarına doğru sürdü. On lar Çorumlu yöresinde yerleşmişlerdi. Üzerlerine baskın yaptı, geride kalan pek çok Türkmen'i öldürdü. Bütün mal larını mülklerini yağma ettirdi. Öyle oldu ki Çorumlu'da bir koyun bir akçeye satıldı. Karıları ve çocukları kız oğlan il il dolaşıp dilenci haline düştü.
İşte o zamandan bugüne kadar Türkmenler önceki gibi yol kesemez oldular. "Yörgüç'e bunlardan günah var mı?" diye sorduklarında, "Bunların şerri haddi aşmıştı, bu şekil de kırıldılar." cevabını verdiler.
Şiir
Düşmana tedbir lazımdır, gevşek davranıp Kusur etme, tedbiri elden bırakma.
Hak tedbiri arada bahane yaptı; ancak Düşünerekdikkat etmek gerekir.
CEVAP.- O zamanda Dulkadıroğlu Hasan Bey var idi. Bir deKaraöylükoğlu Habilvaridi. Kızılkocaoğlanlarıbun-
1 8 4
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
lara zaman zaman haber gönderip, "Hiç olmazsa gelip bu vilayete bir defacık harekette bulunun." derler idi. Sonra gönülleri neyi isterse bu şah yapar yerine getirirdi.
Sözün kısası bu Kızılkocalıları böyle edince o zamandan bugüne kadar o ülke emniyet ve güven içindedir.
Şiir
Hayır ve şer işleyen bir varlıktır insanoğlu Dünya insanla şenlendi, insanla yıkıldı.
Benim senin der hep insanoğlu Benim dediği o zamanlar nerede?
Pek çok iş işlenmiştir bu iş yerinde, İşi devamlı söylenir, ya işçi nerde?
BÖLÜM 99
Kocakayası'nın sahibi olan Haydar Bey'in durumunun nereye vardığını anlatır.
Osmancık civarında Zeytun'da Kocakayası denen, Haydar Bey'in sahip olduğu bir hisar vardır. Bu hisar çok sarp bir yerde yapılmıştır. Haydar Bey bu hisara yüz yıl yetecek ka dar yiyecek koydurmuş ve hisarından dışarı çıkmaz olmuş tur. Kasım Bey adındaki tek oğlunu zaman zaman dört bir tarafa beylere armağanlada göndermesine rağmen kendisi hiç hisardan ayrılmazdı. Bu hisarı ele geçirmek için çok uğ raştılar fakat bir türlü alamadılar.
Bir gün Haydar Bey'in oğlu, "Baba gönderdiğinbubeyler beni bir gün tutariarsa ne yaparsın?" dedi. Bunun üzerine babası, "Oğul! Ben seni Allah'a ısmarladım Ben ihtiyarlığım zamanında kimsenin kahrını çekernem ve ölmeyince hisa rımdan çıkmam." diye cevap verdi. Amma Yörgüç bu hisa rı almayı kafaya koyduğu gibi nasıl alınacağını düşünüyor du. Bu hisarda, "Ben Elvan Çelebi torunlarındanım." diyen TayfurÇelebi adında bir kişi vardı. Hanımıyla birliktekale de ikamet etmekte idi. Hisar sahibi Haydar Bey onu oğlun-
185
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
dan daha çok severdi. Yörgüç Tayfur'a pek çok şey vererek kendi tarafına çekti. Hal böyle olunca Tayfur bir gece hisa rın zahire deposuna ateş koydu. Bütün kalenin yiyeceği yandı. Yörgüç bunu duyunca hemen hisarın üzerine geldi. Dışardan kaleye azık koydurmaya fırsat vermedi.
Haydar Bey içeriden, "Yörgüç ben artık ne olacağıını ol dum, senin de sonunun benden beter olmasını yüce Tan rı'dan dilerim." diyerek kaleyi teslim etti. Yörgüç durumu padişaha bildirdi. Padişah da Haydar Bey'e iyi tırnarlar ver di ve ölünceye kadar yedi. Yörgüç hisarın idaresini ele aldı, içine kendiadamlarınıyerleştirdi. O zamandan şimdiye ka dar bu hisar Osmanlıların idaresindedir.
Şiir
Uzun emel sahibi olmanın ne faydası var Buna değer mi hazinenin ateşe verilmesi?
Sen doğrulukla Hakk'a bağlan, işini ona ısmarla Ki uzun emel ve düşüncelerden sağlam iş yapasın.
Ne zaman ki her şeyi aklınla yaptığını sanırsın, Ahmak derler sana eğer danışmazsan.
BÖLÜM 100
Yörgüç Paşa'nın Alparslan cengini hangi yönden idare ettiğini anlatır.
Yörgüç Paşa düğün yaptı ve Alparslanoğlu'nu da davet et ti. Bunu Alparslan oğlu duydu ve Yörgüç'ün bir hilesi oldu ğunu sezdiği için, ona çabucak haber gönderip, "Maksadı nız benim bu elimdeki ormanları almaksa, şimdi gelip alı nız ve tırnar ediniz. Ben de yüz sürüyerek devletli padişa hın eşiğine gideyim. Padişah sağ olsun, bana da fazlasıyla dirlik vereceğini umarım." dedi. Yörgüç'ün de önünde so nunda istediği buydu. Gerçekten onun üzerine gitmekti.
Sözün kısası AlparslanoğluYörgüç'e habergönderip, "Sen gelme ben varıyorum." dedi. Eğlenmeden geldi. Yörgüç de
186
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
tutup onu padişaha gönderdi. Bursa'ya tutsak geldi, gelince birevde hapse koydular. Birhayli zaman orada kaldı. Beri ta rafta Yörgüç ailesini çoluk çocuğunu da Amasya'ya getirtti.
Alparslanoğlu da bir gece kendisini bekleyen adamı sıkı sıkı ya bağlayıp evden kaçınayı tasarlamıştı. Öyle de yaptı. İple kaleden aşağı indi. Atlar hazırlanmıştı, binip gitti. İkiyıl son ratekrarpadişaha geldi. PadişahkendisineRumeli'nde iyi h mar verdi ve çoluk çocuğunu da yanına alıp gitti.
Şiir
O düşünce ve tedbirlerin nasıl işe yaramadığını gör, Ne takdir edilmişse o olur, sen sus ve otur.
Ne zaman senlik benlik içine düşersen Başına bela gelir, yoksa iyisin demektir.
A.şıki menakıbı yaz da insanlar ibret alsın, Hangi dala kondu da uçup gitmedi kuş.
Bu hadise hicretin sekiz yüz otuz birinde (M. 1427-28) Yörgüç Paşa eliyle gerçekleşti. Yine de en iyisini Allah bilir.
BÖLÜM 101
Sultan Murad Han'ın Ergene Köprüsü'nü nasıl yaptığını bildirir.
Ergene Köprüsü'nün yeri önceleri ormanlıktı. Çamur ve ba taklıktıve ayrıca haydutların durağıydı. Haydutların burada adam öldürmedikleri gün de yoktu. SultanMurad Han hazi neler dolusu para harcadı. O ormanları kestirip araziyi açtı. Sonra dabüyükyüksekbirbinayla köprüyüyaptırdı. Köprü nün ikibaşınıimar ettive şehri güzelleştirdi. Cami, imaretve hamam yaptı. Pazarlar kurdurdu. İmaretinde yemekler pişi rip gelen giden konuklara ziyafet verip yedirirler idi. O vakit imaret yapılıp faaliyete geçince Sultan Murad Han alimleri ve fakirleri Edirne'de toplayıp imarete geldi. Pek çok gün zi yafetlerverdi. Filorilerve akçelerdağıttı. İlkevvelyemekpiş-
1 87
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
tiğigünkendisimübarekeliylefakiriereverdi. Veışığınıken di yaktı. Binayı yapan mimara değerli elbiseler giydirip ili sanlarda bulundu ve çiftlikler verdi. Edirne halkını her türlü vergiden muaf tutup selamete çıkardı.
BÖLÜM 102
Germiyanoğlu Yakup Bey'in kendi ilinden gelip Sultan Murad'a olan bağlılığını ve itaatini anlatır.
Sultan Murad Gazi bir gün Edirne'de sohbet ederken Ger miyanoğlu'nunyanında adamlarıyla vilayetinden çıkıp sul tanın hizmetine geldiği haberini verdiler. Padişah bunun üzerine Bursa'ya ulak gönderip, bu haber doğru ise, şehir halkının en iyi şekilde büyük bir tazimle karşılamalarını, bunda kusur etmemelerini ve durumu kendisine bildirme lerini emretti. Germiyanoğlu gelince padişahın buyurduğu şekilde bütün emirlerini yerine getirdiler. Germiyanoğlu da padişahları ziyaret etti. Paralar dağıttı. Emir Sultan Seyyid Hazreti de o vakit hayatta idi. Onun da evine varıp elini öp tü. Osman Gazi'yle Orhan Gazi'nin Manastır'daki mezarıa rına girip ziyarette bulundu. Orada da aJimlere ve fakiriere bağışlar yaptı. En sonunda kalkıp Edirne'ye gitti. Ergene Köprüsü'nü geçip mala verdi. Bu taraftan padişah da bey lerini ve paşalarını istikbale gönderdi. Büyük bir saygıyla getirip Edirne'de misafir ettiler. Sabah olunca paşalar önü ne düşüp padişaha getirdiler. Padişah da tazirnde bulundu, hilatler giydirdi. Üçüncü gün tekrar vilayetine gönderdi. Pek çok ihsan ve bağışlarda bulundu. Memleketinegitti,bir yıl kadar yaşadı ve Hakk'ın rahmetine kavuştu. Ülkesini Sultan Murad'a emanet etti. Germiyan bu şekilde Osmanlı topraklarına Sultan Murad tarafından katıldı.
188
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
BÖLÜM 103
Yörgüç bunun gibi işlerle uğraşırken padişahın neleryaptığını bildirir.
Uçları yiğit gazilere emanet edip ısmarlayan padişah İshak Beye de Sırp tarafını ısmarlamıştı. İshak bey akın etmek is tediğizamanVılkoğlu'nunşeytanlığıyüzündenistendiği gi bi sonuç alınamazdı. İshak Bey padişaha haber göndererek Vılkoğlu'nun tutum ve davranışlarını bildirdi. Padişah bu nun üzerine Vılkoğlu'na verdiği her şeyi elinden alıp kendi si tasarruf etti. Kısacası diğer güvendiği adamlarına verdi. Vılkoğlu padişahın kendisine de ulaşacağını bildiği için elçi gönderip "Devletli sultanım! Kızımı da cariyeliğe kabul et. Zaten Bayezid deden de bizden kız almıştı." dedi. Ayrı ca büyük ve hatırı sayılır bir meblağ da gönderdi. Paşalar da araya girerek padişahı razı ettiler. Alacahisar'dan kendi vilayetine kadar olan yerleri sultana teslim etti. Ve kendi vi layetine de her yıl göndermek üzere malbelirledi. Bu anlaş maya bağlı kaldılar.
Akını Bosna vilayetine yönelttiler. Ayrıca Vılkoğlu, Müs lümanlığa zararı dokunmaması için Macaristan adına gü ven verdi. Sultan Murad da bu kiHirin anlaşma ve kararının doğruluğunu düşünerek "Sırp ülkesini fethettim sandı, el çekti. Çünkü bütün Sırp memleketi haraca bağlandı." dedi. Hatta bazı vilayetten giden haraççı haraç bile toplardı. Sırp vilayetinin fethi, tarih olarak, hicretin sekiz yüz otuz birinde (M. 1427-28) Murad Han Gazi tarafından gerçekleştirildi.
Şiir
Yele arkanı verip sağlam sanma,
İşte kiHirin ahdi de böyledir, dikkatli ol.
Ey kardeş akar sudan duvar yapılmaz,
Bir de gölgeden yastık olmaz, bunlara güvenme.
Ancak kiHirin iki şeyini alabilirsin; biri kızı Diğeri de malıdır, usanma.
189
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
BÖLÜM 104
Selanik'in nasıl fethedildiğini anlatır.
Bir gün Sultan Murad Han Gazi vezirlerine, "Şu Selanik de nen şehir uzak mıdır?" diye sordu. Vezirler de, "Sultanım! Serez'den öteye hünkar yürüyüşüyle dört konaktır." diye cevap verdiler. Padişah, "Öyle ise nedenduruyorsunuz, ça buk sefer hazırlığına başlayın, derhal topları ve mancınıkla rı hazırlayın." emrini verdi. Gelibolu'dan gemiler getirttiler, gazaya niyet diye ilan ettiler ve yola çıktılar.
Selanik hisarı üzerine vardılar; civardan pek çok savaşçı gazi toplanarak harbe tutuştular. Günlerce savaş yapıldı. Sonundapadişah, "Paşalar,bukaleyialmak içintedbir alıp tedarik görün." dedi. Evrenozoğlu Ali Bey bunun üzerine, "Devletli sultanım hisar savaşı bir hayli zordur. Sultanım bunu yağma etmek lazım, ancak o zaman alınır." deyince Sultan Murad Han Gazi, "Haydi, hisar yağmadır. Allahu ekber" dedi.
Gaziler yağma haberini işitince her taraftan merdivenler getirip yürüdüler ve göz açtırmadılar. Hemen göz açıp ka payıncaya kadar hisara daldılar ve kaleyi fethettiler. Cani rnet maliarına battılar. Katirierini esir ettiler, ganimetler ele geçti. Şehrin evleriboş kaldı. Kendi isteğiyle kalanlara evler mülk olarak verildi. Sonra Vardar Yenicesi'nin halkını geti rip Selanik'te iskan ettiler. Kısacası küfür ülkesi İslam nu ruyla aydınlandı.
Şehir alınıp her bir şey karara bağlandıktan sonra müca hitlerin önderi SultanMurad Han Gazi, "Hey gaziler! Kafir Ieri İslam'a getirmekten ve hisariarını yağma etmekten bü yük nimet yok imiş. Ben şimdi bu gazayı çok sevdim. İnşa allah bundan sonra ben sizinle beraber gazalarda bulunu rum." dedi.
Şiir
Murad Han Selanik'i aldıktan sonra Mora'yı Ve Macaristan'ı almayı da düşündü.
190
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
Paşalara; "Çabuk haydi durmayın, bu
Allah'ın bağışıdır, verilerin de himmetidir" dedi.
Kafider dünyada hep mağlup ve ayak altında olmalı, Müslümanlar da bütün ülkeleri ele geçirmeli.
Yürümek vaktidir, çabuk gidelim, işte bak Gazilerin, erenlerin hepsi önümden gidiyor.
Bana derler "Ey Murad! Durma, gaza et, Peygamber, mucizeleriyle sana yardım ediyor".
Bu fetih hicretin sekiz yüz otuz üçünde (M. 1429-30) Sul tan Murad Han Gazi eliyle gerçekleşti.
BÖLÜM 105
Sultan Murad'ın Selanik seferinden sonra
Macaristan'a sefer etme isteğini anlatır.
SultanMurad Han Gazi, Selanik'in alınmasından sonra Ma caristan'a sefer etmek istiyordu. Çünkü Macaristan'ın eşkı yaları zaman zaman Vidin civarından geçerdi ve bir hayli zarar verirdi. Karamanoğlu İbrahim Bey'in Hamidili'nden geçerek Beyşehri'ne gelmesiyle şehri alıp sancak beyi Şa rabdar İlyas'ı tutması haberi bu defa Murad Han Gazi'yi Karamanoğlu tarafına yöneltti. Ancak beri yandan ise Ma caristan'ın Karamanoğlu'yla anlaşmaları gereğiVılkoğlu da dahil birlikte hareket ettiler ve iki taraftan yürüdüler.
Gazi Sultan Murad Han bu durum karşısında Macaris tan'ın ne yapacağını ve nereye yürüyeceğini anlamak için durdu ve gitmedi. Sonunda Macarlar gelip Güvercinlik üzerine düştü ve toplar kurarak atmaya başladı. Padişah Rumeli Beylerbeyisi Sinan Bey'i Macaristan'ın üzerine gön derdi. Yarım günlük yol alıp mola verdiler. Vidin Sinan'ı, Vidin'in sancak beyi idi. O da birlikte gitmişti. Bir iki gün orada durdular. Bir gün Vidin Sinan'ı, "Hey Beyler! Biz pa dişaha karşı ihanet ediyoruz" dedi. Beylerbeyi bu sözü işi tince öfke ile, "Bu söylediğin söz nasıl sözdür?" diye sorun-
191