Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:

AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003

.pdf
Скачиваний:
866
Добавлен:
09.02.2015
Размер:
5.24 Mб
Скачать

Aşık Paşazade 1 Osmanoğullan'nın Tarihi

şalara haber verirler. Yanlışın doğru olduğu üzerinde ısrar ederler. Bu sebepten de alemde nizarn bozulur. Yine bu se­ bepten Osmanoğulları'nın imaretlerinde kavga ve çekişme eksik olmaz. Aslında bu imaretleri yapanın muradı, ahiret hayrını, yani iyilik ve güzelliğini elde etmektir. Bu niyetle bir emin kişiye imaretin işlerine bakma vazifesini verir. O da kalkar kendi gönlünce iş işler, gelen misafirin bazısına yemek verir, bazısına vermez, bazısını da bu imaretiere al­ mazlar. Buna sebep de senin işin gücün vardır veya bu şe­ hirde başka bir imarette kalıyormuşsun derler. Kısacası, bu imaretierin hizmetkarları bunların kalmasına izin vermez­ ler. Böyle olunca da hayır sahiplerinin hayrına engel olmuş olurlar. Kısacası, bu hale vezirler muttali olunca padişahın emriyle hayır sahibinin hayrının devamı için bir müfettiş gönderirler. O da gelip misafirin yemeklerini keser, ocağın külünü satar, imaretin ekmeğini küçültür, hizmet edenlerin nafakasını keser ve halktan alması gerekenden fazlasını alır. Bu şekilde gelirleri artırır, gelir padişahın hazinesine koyar. Halbuki padişahlar bu hayratları ahiret için etmişlerdir.

Şiir

Garazsız söyleyen Hak kelamını Kişiler var almaz onun selamını

Adı cahil olur yahut günahkar Sözün hepsini hak söylediği için

Müzevir olsa dinler sözünü Ederler ya kadı ya da imam

Ümittir ki Han Bayezid zamanında Bula bu alem şeriat nizarnını

A.şıki açıkla hayır erbabını Ki vereler misafirin yemeğini

BÖLÜM 168

Şimdi ey azizler! Bu Osmaoğulları'nın kılıcı İslam kılıcıdır.

292

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Bunlar gibi padişahların vezirlerinde de gayretllllah gerek­ lidir ki padişahların hayırları kat kat olsun. Bu vezirlerin yanlarına gelen alimler veya dervişler dünya kelamını eder­ ler. Ahiret kelamı ettiklerinde de yine maksatları dünyalık­ tır. Şimdi bu paşalar da bizim bu halimizi görünce "Bizler­ le bunların farkı nedir?" derler. Ey dervişlerı Bu söylediğim sözlerle aslında kendi durumumdan haber veriyorum.

Şiir

Paşaların derdi kumaş veya filori Gözetirler ne zaman alacaklar öbürünü

Eğer güzel bir cariye gelse veya oğlan

Hemen onun gizli huy ve yaşantısı ortaya çıkar

Kapı görevlileri gelenin elini gözetir Bulaşır ellerine dünya kiri

Aşıki armağanı bil duadır Ulaşır cümle dünyaya nuru

BÖLÜM 169

Osmanlı padişahlarının hasletleri

Osman Gazi Han'ın hasleti her ayda bir kere yemek pişirtip fakiriere yedirmek ve giysiler giydirmek, ayrıca dul kadın­ lara sadaka vermekti.

Orhan Gazi'nin babası, ayda bir yemekler pişirttiği fa­ kirlerin gelmesi ve her gün yemekler yemesi için imaretler yaptı. O imaretlerde kalanların yemeksiz bırakılmamasını sağladı. Fazlaca sevdiği dervişlere zaviyeler yaptırdı. Ni­ tekim Geyikli Baba üzerine bir Cuma mescidi ve zaviye yaptırdı.

Oğlu Hünkar Gazi'nin hasleti; o da babası gibi imaretler yaptı ve fazlaca sevdiği dervişler için zaviyeler yaptırdı. Cu­ ma günleri bulunduğu şehirlerde Cuma namazından sonra fakiriere sadaka olarak akçeler dağıttı.

Oğlu Bayezid Han'ın hasleti; o da babası ve dedesinin

293

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

yaptığı imaretlerden fazla imaret yaptı. Her Cuma günü bu­ lunduğu şehirde sadaka dağıtırdı.

Oğlu Sultan Mehmed Han Gazi de imaretler yaptı ve Mekke'yle Medine'ye sadakalar gönderdi.

Sultan Murad'ın hasleti; o da imaretler yaptı ve her yıl Kuds-i Şerif, Halilürrahman, Medine-i Resul ve Kabe'ye (Mekkelilere) sadaka olarak dağıtılması için üç bin beş yüz filori gönderirdi. Her yıl kendisinin adeti bulunduğu şehir­ de bin filori seyyidlere kendi mübarek eliyle paylaştırma­ sıydı. Yine babası ve dedesinın sadaka dağıttığı her şehirde bu da fazlasıyla dağıtırdı. Ankara taraflarında Balık Hisarı denilen bir nice köyü Mekke için vakfetti ki buralardan hay­ li miktarda meblağlar toplanır.

Şimdi, bu Osmanoğulları'nın hasleti iyidir ve hep iyi ola­ gelmiştir.

Hikaye: Sultan Murad-ı Gazi'ye vezir olan Fazlullah Pa­ şa'ya padişah, her yıl Mekke'ye gönderilen sadakanın yine gönderileceği vakit gelince "Fazlullah! O filorileri yine Ha­ lilürrahman'a, Kuds-i Şerif'e, Kabe'ye ve Medine'ye gön­ der. Mevlana Yiğen hacca gitmeye niyet etmiş. O parayı al­ sın her sene gelecek hacıları beklemekte olan Resulullah'ın şehri Medine fakirlerine dağıtsın." dedi.

Hazinede filori bulunmadı, Halil Paşa'dan ödünç aldılar. Padişah "Halil! Sakın rüşvet parası verme." dedi. Halil Pa­ şa "Devletli sultanımı Atarndan miras kalan filoridir." dedi. Fazlullah padişahın zaman zaman helal mala ihtiyacı oldu­ ğunu gördüğünden "Devletli sultanımı Padişahlara hazine gereklidir. Eğer sultanım buyurursa hazine toplaya­ yım."dedi. Padişah "Nasıl toplayacaksın?" diye sorunca Fazlullah "Bu vilayetin halkında çok mal vardır. Padişahla­ rın zaman zaman bir şekilde alması caizdir." Sultan Murad Gazi "Fazlullah! Nasıl bu sözü söylersin. Bizim vilayetimiz­ de üç helal lokma vardır ki onlar başka vilayetlerde yoktur. Birisi madenler, birisi katirden alınan haraç vergisi, birisi de gazalardan elde edilen maldır. Hem bizim askerimiz gazi­ ler ordusudur. Bunlara helal lokma gereklidir. Askerine ha-

294

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

ram lokma yediren padişahın askeri harami olur. Harami­ nin harpte direnci olmaz, ne olacağı da malumdur." dedi. Kısacası Fazlullah'ın aziine bu sözü sebep oldu.

Şiir

Ne han ki uzata zulüm elini memlekete Ölünce varmaya rahmete

Şunlar ki dünyayı put edindi Gönül bağlamıştır bir çöplü kıla

Şu kim benzer oturmuş viran bir evde Habersizdir üstüne duvar yıkılacak

Aşık! ver öğüdü kendine

Unutma bütün ekiemierin parçalanacak

BÖLÜM 170

Bu bölüm bu padişahların topladıkları malların sonunda ne olduğunu açıklar.

Merhum Yıldırım Hünkar mal topladı, memleketin işleri kaldı. Akçeler toplayıp hazineye koyardı. Memlekette ke­ satlık oldu. Sonunda o malı bedbaht Timur yedi. Memleket ise ayak altında kaldı.

Bağdat padişahı Sultan Ahmed hazine topladı. Topladık­ ları malları sandıklara koydurdu, gece vakti Dicle'ye bırak­ tırdı. Irmağın dibine indirdi. Bu işi yapanları da kimseye dememeleri için öldürdü. Sonunda o mal suda kaldı. Ken­ disi de soyu sopuyla öldü gitti.

Şiir

İster ki dünyasını suya koya Nice susuzları suda helak ede

Mal sevgisi onu dinden çıkardı Yüzü kara günah yükünü götüre

Biri de Horasan padişahı Mirza Şah idi. Çok mal topladı ve o da sonunda bunlar gibi telef oldu.

295

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Rum padişahlarından Karamanoğlu İbrahim Bey de mal topladı. Sonunda ne olduğunu işittiniz.

Şimdi ey dervişlerı Mal odur ki hayra sarf oluna. Padişah­ ların dostu odur ki karnı tok ola ve doğru ola. Sağlam ordu ona derler ki tok ola ve kalabalık ola, açlık derdi olmaya.

Şiir

Ne güzel mal ki hayır işine harcayasın Ondan her işine veresin

Ne şekilde onu topladın sen Çıkarırdın eşiğe bakan gözü bile

Aşıki mal deme senden kalana Ya ceza ya hesap gele başına

Ariflerden birisine "Padişaha hazine gerekli midir?" diye sordular. Arif cevap verdi: "Bir asıl hazine vardır ki o gerek­ lidir." "O ne hazinesidir?" diye yine sorduklarında "Halkın hayır duaları padişahlara hazinedir." cevabını verdi.

Hangi han ki dünyadan adaletle gitti O ahirette bile tahta gitti

Panilik mülkünde adaletli sultan oldu

Bakilik mülküne sevgili ve tertemiz halde gitti

SORU.- Ey derviş! Bu menakıplarını özetlediğin Osma­ noğulları'nın zamanında alim-i rabhaniler (manevi halleri yüksek alimler) ve dervişlerle salih insanlar yok mudur ki onları hiç anmadın?

CEVAP.- Vardır. Ertuğrul zamanında Baba İlyas Divane vardı. Anadolu'ya Ertuğrul'la birlikte gelmişlerdi. Koçum Seydi vardı. Kendisi Baba İlyas'ın halifesiydi. Bunlar kera­ metleri açık olan ve duaları makbul dervişlerdi. Oğlu Os­ man Gazi zamanında alimlerden Tursun Fakıh vardı. Der­ vişlerden Baba Muhlis ve Osman Gazi'nin kayınbabası Ede­ balı vardı. Bunlar da duaları makbul dervişlerdi. Oğlu Or­ han Gazi zamanında alimlerden Davud-ı Kayseri, Taced-

296

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

din-i Kürdi ve dervişlerden Aşık Paşam Hazreti vardı. Ge­ yikli Baba, Yunus Emre, Şeyh Tapduk Emre, Ahi Evren, Ka­ raca Ahmed Sultan da Gazi Hünkar zamanında bulundu­ lar. Bunlar da kerametleri açıkça ortada olan ve duaları ka­ bul edilen dervişlerdir.

Oğlu Gazi Hünkar zamanında bu azizierin bazısı hayatta idi. Alimlerden Koca Efendi ortaya çıkh ki onun oğlunun oğlu Acem memleketinde Kadızade-i Rumi denilmekle meşhur ol­ muştu. Dervişlerden Abdal Murad, Musa Baba ve Pir Ahmet Cesteri... Bunların hepsi kerameti açıkça ortada olan kişilerdi.

Yıldırım Bayezid zamanında alimlerden Mevlana Şern­ seddin-i Fenari ve Mevlana Kutbeddin-i İzniki, Şeyh Yar Ali Horasani ve Şeyh Cezeri Sirozi ve dervişlerden Şeyh Hamid ve Şeyh Fahreddin Mudurni... Bunlar da kerametle­ ri açıkça ortada olan dervişlerdi.

Oğlu Sultan Mehmed Han Gazi zamanında bu dervişlerin bazısı hayatta idi. Alimlerden Mevlana Hayreddin-i Herevi, Mevlana Fahreddin, Seyyid Mehmed-i Buhari ve Rum'dan Şeyh Hacı Bayram vaki oldu. Bunlar da duaları kabul olan dervişlerdi.

Oğlu Sultan Murad-ı Gazi zamanında bu dervişlerin ba­ zısı hayatta idi. Alimlerden Mevlana Şerefeddin-i Kırımi, Mevlana Hayreddin-i Kırımi Anadolu'ya geldi. Ayrıca Mevlana Ahmed-i Gürani Mısır'dan ders-i am(lık) yapıp geldi ve Anadolu'da pek saygın bir müftü oldu. Dervişler­ den Akşemseddin ve Şeyh Abdurrahim-i Rumi ve Akbıyık vaki oldu.

Oğlu Sultan Mehmed-i Gazi devrinde bu dervişlerin ba­ zısı hayatta idi. Alimlerden Mevlana Hüsrev vardı. Mevla­ na Yigan devrin müftüsü oldu. Dervişlerden Şeyh Abdül­ latif-i Makdisi ve Zeyni neslinden ve Şeyh Hafi'nin tarikat sUsilesinden Gümüşoğlu geldi. Halvetilerden duası mak­ bul olan Mevlana Alaeddin geldi. Mevlana Mehmed Zirek, Hızır Bey Çelebi ve Hocazade ve bunların emsali dervişler pek çoktur. Bunların hepsi duası makbul olan kişilerdi.

297

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Şiir

Ne devran oldu Han Mehmed'in devranı

Ki ruh ve can verdi Mehmed Anadolu'ya

Onun devletinin zamanında Ziyade oldu Muhammed'in dini

Bu Osmanoğulları'nın başta gelenidir Durumu, yedinci padişahtır Mehmed

Sekizinci olarak çağrıldı Bayezid Han Yedi yer marnur etti an, Mehmed

SORU.- Ey derviş! Bu Anadolu memleketinin dervişleri­ alimierinden bahsettin ama Hacı Bektaş Sultan'ı niye anma­ dm?

CEVAP.- Bu andığım dervişler Osmanoğlu vilayetinde olanlardır. Bu Hacı Bektaş hiçbir padişahla birlikte bulun­ madı. Bundan dolayı ondan bahsetmedim. Hacı Bektaş Ho­ rasan'dan gelmişti. Menteş adında bir kardeşi vardı. Bera­ berce kalkıp geldiler. Doğru Sivas'a, oradan da Baba İlyas'a geldiler. Kırşehir'e vardılar ve oradan da Kayseriye'ye gel­ diler. Kardeşi Menteş, Kayseri'den yine Sivas'a vardı. Eceli­ nin orada geleceği yazılı imiş, onu şehit ettiler.

Bunların hikayeleri çoktur, ama hepsi de bilgim dahilin­ dedir. Hacı Bektaş Kayseri'den Karayol'a (Karaöyük) geldi. Mezarı şimdi oradadır.

Rum'a gelen dört grup insan vardır. Biri Gaziyan-ı Rum (Anadolu Gazileri), biri Ahiyan-ı Rum (Anadolu Ahileri), bi­ ri Abdalan-ı Rum (Anadolu Abdalları) ve birisi de Badyan­ ı Rum'dur (Anadolu Bacıları). Hacı Bektaş Sultan bunların içinde Badyan-ı Rum'u tercih etti ki o da Hatun Ana'dır. Onu kız edindi, keşiflerini ve kerametierini ona gösterdi ve ona teslim etti. Kendisi Allah'ın rahmetine vardı.

SORU.- Bu Hacı Bektaş'ın bunca müridi ve muhibbi var­ dır, bunların biatleri ve silsileleri nereden gelir.

CEVAP.- Hacı Bektaş, sırrını, keşif ve kerametlerini, her nesi var ise Hatun Ana'ya emanet etti. Kendisi meczup bir derviş idi; şeyhlik ve müridiikten uzaktı.

298

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Abdal Musa derler bir derviş vardı. Hatun Ana'nın mu­ hibbi idi. O zamanlarda şeyhlik ve müridlik fazla yoktu, ta­ rikat silsilesi de bulunmuyordu. Hatun Ana onun (Hacı Bek­ taş'ın ?) üzerine bir mezar yaptı. Geldi Abdal Musa bir nice gün burada kaldı. Orhan devri geldiğinde gazalara katıldı.

SORU.- Bu Bektaşiler yeniçerilerin başındaki tae Hacı Bektaş'ın tacıdır, derler.

CEVAP.- Yalandır. Bu börk Bilecik'te Orhan zamanında zahir oldu. Yukarıdaki bölümde açıkladıydım. Ancak Bek­ taşilerin giymesini sebep Abdal Musa'dır. Orhan zamanın­ da gazaya geldi ve bu yeniçerilerin arasında onlarla birlikte sefere katıldı. Bir yeniçeriden eski bir börk istedi. Yeniçeri de başındaki külalıını çıkardı, bunun başına giydirdi. Abdal Musa memleketine geldiğinde o börk başındaydı. "Bu ba­ şındaki de nedir?" diye sordular. O "Buna elef (elif börk) derler." dedi. Allah'a yemin olsun ki bunların başındaki taelarının aslı budur.

SORU.- Bu Resul Çelebi'nin oğlu Hacı Bektaşoğlu Mah­ mud Çelebi'nin müritlerinden ilim sahibi kimse var mıdır?

CEVAP.- Vardır! Afyonkeşlik, halkalar takmak, toplak, tıplak [?] ve şeytani adetler çoktur. Bu halk onun şeytani, Rahmani mi olduğunu bilmezler. Her kim Hacı Bektaş, Os­ manoğulları'ndan birisi ile görüştü derse, bilin ki yalandır.

Şiir

Örnrün bin yıl olsa da aldanma sakın Bu cihan fitne dolu felek de gaddar

Nasıl aldanır akıllı olan bu fani dünyaya Ömür tomarı dürüldü tamam oldu defter

Ecel yeli eser çok şefkatlidir Hayallerini kırıp ümit bırakmaz

Ne zor bir dönemde bulunuyorsun Aşıki sen Geçer sonbahar asker gaziyi basar

Bu maceranın [?] tarihihicretin sekiz yüz altmış birinde (M. 1456-57) Sultan Mehmed Han Gazi devrinde gerçekleşti.

299

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

EK*

BÖLÜM 171

Bu bölüm bu maceralardan sonra ne olduğunu anlatır.

Sultan Mehmed Gazi, Trabzon gazası niyetiyle Anadolu'ya geçti. Neye niyet ettiyse Hak teala onu ona müyesser eyle­ di. Her memlekette okunan hutbe ve basılan sikke kendi adına oldu. Devletle tekrar tahtına döndü. Her tarafın padi­ şahlarından tahta geçişini kutlamak için elçiler geldi, ama Mısır sultanından elçi gelmedi. Adet, muhabbet terk edildi.

Aralarındaki düşmanlığa bir sebep de budur. İlk sevgi gösteren sultan oldu. O Karaman'a gelen beylerbeyi sultan oldu. Bu Çerkes taifesi bunu kabullenemediler. Bu sebepten elçi gönderilmedi. Padişah da buna bir parça üzüldü. Hoş­ kadem, Mısır'a sultan olunca padişah da ona tahta geçişini tebrik için elçi göndermedi. Halbuki adet gönderilmesiydi. iki taraftan da adet terk olundu ve muhabbet kesilmeye başladı. Mısır Sultanı Hoşkadem her tarafa düşmanlık yap­ maya başladı. Dulkadıroğlu, Mekki'ye fedai gönderdi. Fe­ dai geldi, Elbistan'ın cuma mescidinde kalmaya başladı. Gündüz oruç tutar, geceleyin de gece namazı kılardı. So­ nunda bir fırsatını buldu, Mekki Aslan Bey'i cuma mesci­ dinde öldürdü.

Bu Mısır sultanı Hoşkadem'in yanında MekkiAslan'ın Bu­ dak Bey adında bir kardeşi bulunuyordu. Onu Mekki As­ lan'ın yerine gönderdi. Bu Dulkadır beylerine hoş gelmedi. Mekki Aslan'ın Şahsüvar Bey adında bir kardeşi daha vardı. O da padişahın yanında bulunuyordu. Dulkadırbeyleri Şah­ süvar'a haber gönderdiler. "Gel, meınleketi sana verelim. Mısır'dan gelen Budak'ın bey olmasını istemiyoruz." dediler. Şahsüvar da padişahtan izin aldı, vardı. Budak'ı vilayetten sürüp çıkardı. Onun yerine kendisi geçti. Budak da vardı,

*Bundan sonraki kısımlar kronolojik sıra gözetmemektedir. Ayrıca gerek içeriği gerekse üslubu da daha sonra eklenmiş intibaını verdiğinden Ek başlığı altında değerlendirilmiştir.

300

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Şam'a geçti. Mısır sultanı "Rum padişahıbenimle düşman ol­ du." dedi. Aralarındaki düşmanlığın bir sebebi de budur.

Şiir

Karşılaştı birbirleriyle iki sultan

Gör şimdi ne yapacak takdiri Allah'ın

Bahaneler olur ama mesele görünmez Asıl bahane kişiye nefis ve şeytan

Bahane iki göründü cihanda

Birisi cehennem yoludur birisi cennet

Bu maceraların tarihi hicretin sekiz yüz altmış ikisinde (M. 1457-58) Sultan Mehmed Gazi zamanında gerçekleşti.

Bundan sonra nice yıl gizlice ve üstü örtülü bir şekilde iliş­ ki kuruldu. Birbirlerine elçi göndermediler. Şahsüvar Mı­ sır'a düşman oldu. Mısır padişahı Şahsüvar'ın üzerine defa­ larca asker gönderdi. Fakat her varan Mısır askeri kırıldı.

Mısırlı Şahsüvar'la harp ettiği dönemde padişahın katın­ dan bir alim ve fazıl kişi Mekke'ye gitti. Yoldaki su kuyula­ rını harap bir vaziyette gördü. Bu sebepten dolayı hacılar çok zahmet çekiyorlardı. Mekke'den döndüğünde padişaha o kuyuların harap olduğunu bildirdi. Padişah "O kuyuları imar etmek için vakıflar koyalım. Orada yaşayan Araplara kuyuları suyla doldurmaları için bu vakıflardan para ver­ sinler." dedi. Bu gayret üzerine padişah nice önemli kişileri o kuyuları marnur etmeleri için hazırlattı ve o kuyulara har­ canması için fazlasıyla filori verdi. Mısır beylerine de bir mektup yazdı ve "Saltanat naipleri ve Mısır hakimleri! Bu gönderdiğim kimselere kuyuların iman için yardım edi­ niz." dedi. Fakat ne bu beylere hediye ne de durumu bildir­ mek için Mısır sultanına elçi göndermişti. Karamanoğlu pa­ dişahın bu işinden haberdar olunca kendisi Mısır'a bir ya­ lan söyleyen bir elçi gönderdi. "Osmanoğlu su kuyuları ba­ hanesiyle Mekke sultanına yüklerle filori gönderdi. Osma­ noğlu sana düşman oldu." dedi. Mısırlı da bu yalan sözlere inandı. O kuyuları yapmaya gelen kişileri tahkir ettiler,

301

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]