Добавил:
Upload Опубликованный материал нарушает ваши авторские права? Сообщите нам.
Вуз: Предмет: Файл:

AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003

.pdf
Скачиваний:
866
Добавлен:
09.02.2015
Размер:
5.24 Mб
Скачать

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

kendilerinehitabenyazılmış resmi yazıları bile kabul etme­ diler. Kuyuların yapılmasına izin vermediler. "Osmanoğul­ larınınbir düşündüğü hile vardır ki gelip bizim memleketi­ mizde bu imar işini yapıyor. Biz o işi yapmaktan aciz miyiz ki o gelip bize yardım etsin." dediler. O kişileri hakaretle Mısır'dan sürdüler. Aralarındaki düşmanlığa bir sebep de

bu oldu. Duruma padişah üzüldü.

Bu maceranın tarihi Sultan Mehmed zamanında hicretin sekiz yüz altmış üçünde (M. 1458-59) gerçekleşti.

BÖLÜM 172

Bu bölüm Mısır sultanının Şahsüvar üzerine tekrar asker göndermesini anlatır

Ordular karşılaştığında Şam naibi Mısır sultanına isyan etti, Şahsüvar'ın tarafına geçti. Mısır askeri geri çekildiveyenildi. Mısırlıbuhaligörünce "Şam naibinin Şahsüvar tarafına geç­

mesi de Şahsüvar'ın Mısır'a galip olması da Osmanoğ­ lu'ndandır'' dediler. Hemen harekete geçtiler. Önce o su ku­

yularının yapılmasını engelleyen kişileri öldürdüler. Sonra da padişaha özür dileyen bir mektup yazarak "Sizi hayırlar­ dan alıkoyanları öldürdük. Bizim sizinle muhabbetimiz eze­ li ve ebedidir." dediler.

Bir elçiyle bu özür mektubuyla birlikte iyi hediyeler de gönderdiler. Elçi Sultan Mehmed'e geldiğinde padişah on­ ların özürlerini kabul etti. Kendisi de nice yıl geçmiş olsa da tahta geçişini kutlamak için Mısırlıya önemli bir kişiyi elçi gönderdi. Fakat Mısır sultanına yazdıkları mektubu eskisi gibi yazmadılar.

SORU.- Daha önce nasıl yazmak adetti?

CEVAP.- "Sultan-ı Haremeyn (Mekke ve Medine sultanı) babam"diyeyazılırdı. Şimdi "Hadim-iHaremeyn (Mekkeve Medine hizmetkarı), kardeşim Mısır sultanı" diye yazdılar.

Kısacası, elçi Mısır'a vardı. Fakat Mısır beyleri daha önce­ ki gibi elçiyi karşılamaya çıkmadılar. Sadece çavuş geldi, el­

çiyi konak yerine getirdi. Kapıya geldiklerinde elçiyi attan

302

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

indirdiler. Elçi kapıdan girdiğinde avluda bütün Mısır bey­ lerinin at üzerinde durduğunu gördü. Elçi bunlara itibar et­ medi. Selam vermeden ve çarığını çıkarmadan geçti oturdu. Bu Mısır beyleri bunun üzerine bir söz söylemeden çekip gittiler. Çavuş bu beylere niçin selam vermediğini ve çarığı­ nı niçin çıkarmadığını elçiye sorunca elçi "Yayanın atlıya se­ lam vermesi sünnet değildir.* Hem çarığımı çıkarmayışımın sebebi de sizin beni gelenek üzere ağırlamadığınızdan dola­ yı muhtemeldir belki kaldırırsınız, diye çıkarmadım." dedi. O gece yattı. Sabah elçiyi sultanını huzuruna götürdüler. El­ çi adet üzere diz çöktü, mektubunu sundu. Elçiye çavuşlar yer öp, dediler. Elçi "Ben yer öpmeye gelmedim. Sadece pa­ dişahımdan sultana selam getirdim." dedi. Elçiyi küçümse­ diler, hakaretle söz söylediler. Elçi de gelince bütün olup bi­ teni padişaha haber verdi. Padişah bu harekete üzüldü. Ara­ larındaki düşmanlığa bir sebep de bu oldu.

Bu macera hicretin sekiz yüz altmış dördünde (M. 145960) gerçekleşti.

BÖLÜM 173

Bu bölüm Mısır'dan elçinin

ne şekilde geldiğini ve gittiğini açıklar.

Rum padişahının elçisi döndükten sonra Mısır padişahı da iyi hediyelerle bir elçi gönderdi. Elçi hediyelerini ve mektu­ bunu sundu. Kapıcıbaşı mektubu aldı, okumadılar. Padişah elçiye "Benim seni ayakta karşılarnam dedenin hürmetine­ dir, Hoşkadem için değil! Mısır tahtı gibi bir şehre kanun gelenek bilmeyen kimselerin hükmetmesi yazık değil mi?" dedi. Elçiye gereken saygıyı gösterdiler, fazlasıyla mallar ve kendi padişahlığına layık hediyeler verdiler. Elçi Mısır'a geldiğinde ne gördü ve işitti ise haber verdi. Mısır beyleri padişaha fedai gönderip öldürtmek üzerinde anlaştılar. Pa-

* Elçi Hz. Muhammed'in "Atlı yayaya selam verir." hadisine işaret etmektedir.

303

Aşık Paşazade 1 Osmano!julları'nın Tarihi

dişah durumun farkına vardı. Fedailer geldiğinde tuttular, padişaha getirdiler. Padişah bunlara sordu ve maksatları­ nın ne olduğunu öğrendi. Onları cezalandırmadı ve Mısır'a geri gönderdi. Fakat kalbindeki düşmanlık arttı. Bu şekilde nice vakit durum devam etti. Sonunda Çerkez beyleri o beylerine zehir verdiler ve öldürdüler.

Bu hadise hicretin sekiz yüz altmış beşinde (M. 1460-61) gerçekleşti.

BÖLÜM 174

Bu bölüm Kayıtbay'ın Mısır'a sultan olmasını açıklar.

Padişah da tahta geçişini kutlamak için elçi göndermedi. Mısır sultanı Şahsüvar'ın üzerine asker gönderdi. Şahsüvar Mısır leşkerini yendi, binlercesini tuttu, öldürdü. Sonunda Şahsüvar'a sığınmış olan Mısır naibi "Beni gönder. Seni Mı­ sır sultanıyla barıştırayım." dedi. Kendisini bıraktılar. As­ lında bunun hikayesi uzundur.

Şahsüvar'ın galip gelmesi padişahın kuvvetiyle idi. So­ nunda Mısırlı, Şahsüvar'ın karşısında aciz kaldı. Nice kale­ leri ve şehirlerini Şahsüvar harap etti. Mısır sultanı, padişa­ ha elçi gönderdi. Şahsüvar'ın bütün memleketi senin ol­ sun. Ama ona yardım etme." dedi. Padişah da kabul etti. Mısır sultanı Şahsüvar'ın yanındaki Türkmen beylerine de keselerle filmiler gönderdi ve "Rum padişahı da bizimle bir oldu. Şahsüvar'a artık yardım etmez." dedi. Türkmen beyleri Şahsüvar'a ihanet ettiler. Mısır sultanı asker gön­ derdi. Şahsüvar'ın yanındaki Türkmen beyleri kendisini terk ettiler, Mısır askerine katıldılar. Şahsüvar kaçtı, Za­ mantu hisarına sığındı. Mısır leşkeri hisarı kuşattı. Şahsü­ var'ı bir hile ile hisardan çıkardılar. Boynuna zincir taktılar, üç kardeşiyle birlikte Mısır'a gönderdiler. Babüzzüveyl'e üstünde çengele asarak öldürdüler. Memleketini de Budak Bey'e verdiler.

Padişah haber gönderdi ve "Hani verdiğin söz! Şahsü­ var'ın memleketini bana vermen gerekiyordu." dedi. Cevap

304

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

verdiler. "Ne demişsek dedik. Bu şekilde düşmana hile et­ tik." Padişah buna da üzüldü. Aralarındaki düşmanlığa bir sebep de bu oldu.

Şiir

Yine bir türlü şekil aldı alem Lakin neler tasarlar bilmez adem

Görünüşüne aldanır kendini kuvvetli bilir Gerçekte kötüden de kötü bir durumdadır

Bu macera Sultan Mehmed Han Gazi zamanında hicretin sekiz yüz altmış dokuzunda (M. 1464-65) gerçekleşti.

BÖLÜM 175

Bu bölüm Şahsüvar öldükten sonra ne olduğunu açıklar.

Şahsüvar öldükten sonra Budak Bey tekrar bey oldu. Onun Alaeddevle isimli bir kardeşi, padişahın yanında bulunuyor­ du. Bu da Tükmen beyliğine heves etti. Padişahtan izin ve yardım istedi. Padişah da oğlunun kapıcıbaşısıyla daha baş­ ka nice asker verdi. Bunlar vardılar, Budak'la karşılaştılar. Alaeddevle'nin yanındaki Türkmen beyleri ihanet ettiler, Türkmen beyine kaçtılar. Alaeddevle mağlup oldu. Askerin bir kısmı dağıldı. Padişahın göndermiş olduğu kapıcıbaşıyla askerleri(ni kendisine sığındıkları) Sis'in naibi tuttu, öldürdü ve başlarını Mısır'a gönderdi. Mısır sultanı de Çerkezlere em­ retti, o başları meydana götürüp top ederek çevgan oyunu* oynadılar. Padişah durumu işitince "Benim kullarımın Türk­ menden kaçıp onlara sığınınası ne şaşırbcı!" dedi. Araların­ daki düşmanlığa bir sebep de buydu ve münafıkça dostlukla münafıkça düşmanlığı elden bırakmadılar.

* Ucu eğri uzunca bir sopa ve topla at sırtında oynanan bir oyun.

305

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

Şiir

Cihanda dostluk düşmanlık olur Fakat sonunda hep pişmanlık olur

İlginç bir yerdir insan hem güler hem ağlar Bazen sağlık bazen hastalık olur

Bu dünyanın kuruluşu böyle oldu Başı sonunu beklemez sürgün olur

Aşıki yaz menakıp et temaşa Deme eğri veya doğru olur

Bu macera Sultan Mehmed-i Gazi devrinde hicretin sekiz yüz seksen üçünde (M. 1478-79) gerçekleşti.

BÖLÜM 176

Bu bölüm bundan sonra ne olduğunu açıklar.

Padişah bu işe bağlanıp kalmadı; nice yıldan sonra tahta ge­ çişini kutlamak için Kayıtbay'a iyi hediyelerle çavuşbaşını elçi gönderdi. Elçi Mısır'a vardığında yine adet ve gelenek gereği hürmet etmediler. Elçi durumdan şikayetçi olarak geldi, padişaha durum bildirdi. Padişah buna üzüldü. Da­ ha sonra Mısır sultanı da bu elçinin ardınca muhtesibini el­ çi olarak gönderdi. Bu muhtesibin elçi olarak gelmesi padi­ şahın hoşuna gitmedi. Zira muhtesip çarşı pazarın büyüğü­ dür. Kendisi gibi ulu padişahlara muhtesip göndermek kar­ şıdaki kişiyi hafife almak demektir. Sultan Mehmed Gazi bu harekete de üzüldü. Bu yine düşmanlığa bir sebep oldu.

Şiir

Kişilik bilmeye insan olmak gerektir

Ve hem onun Allah'a yönelmesi gerektir

Ne bilsin mücevheri pula satanlar Ki Çerkestir ona alıcı olmak gerektir

Aşıki haniara oldu duacı

Gönül marnur etmek için han olmak gerektir

306

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Bu elçinin gelişi hicretin sekiz yüz seksen dördünde (M. 1479-80) gerçekleşti.

Sultanü'l-mücahidin Mehmed Han Gazi Allah'ın rahme­ tine vardı. Oğlu Bayezid Han sekiz yüz seksen altı (M. 148182) tarihinde padişah oldu.

BÖLÜM 177

Sultan Bayezid Han Gazi Dönemi

Sultan Mehmed, Allah'ın rahmetine vardı. İki oğlu kaldı. Bi­ risi Sultan Bayezid ve biri Cem Sultan. Sultan Bayezid tahta geçti, padişah oldu. Cem Sultan kaçtı, Mısır'a gitti. Mısır sul­ tanı ona itibar göstermedi. Mekke'ye gitti. Mısırlı Kabe'de kalmasına izin vermedi. Cem de başını alıp kafir memleke­ tine gitti. Sultan Bayezid "Bu Mısırlı ne tuhaf! Babamla dost­ luk etmediler. Benimle de düşmanlığa başladılar. Üstelik kardeşim onların yüzünden kafire esir olacak." dedi.

Mısırlı, Alaeddevle'nin üzerine defalarca asker gönderdi. Her seferinde Mısır leşkerini Alaeddevle kırdı. Sonunda Mı­ sır'dan büyük bir ordu çıkardı. Hükmettiği yerlerin hepsin­ den asker topladı, nice bin öşrü Arap'a verdi, hepsini Alaed­ devle'nin üzerine gönderdi. Alaeddevle de padişahın eteği­ ne yapıştı. "Devletli sultanım! Ben kuluna himmet eyle. Ba­ na bir sancak asker ver. Ben sana Arap memleketini fethede­ yim, senin olsun. Benim istediğim sadece onların şerrinden emin olmaktır." dedi. Sultan Bayezid bu Alaeddevle'nin sö­ züne güvendi. Bir sancak asker verdi. Horman hisarının ci­ varında konakladılar. Arap askeri karşılarına geldi. Sabah­ tan akşama değin büyük bir harp oldu. Halep beyinin başı­ nı kestiler. Ulu hacibini, Rumkale beyini, Bere beyini, Antep beyini ve daha nice beylerini tutsak ettiler. Sultan Bayezid'e gönderdiler. Arapların ok atan baş parmaklarını kestiler, bı­ raktılar. Mısır'dan gelen sultanın asıl askerleri ise çarpışma­ dılar, Malatya yoluna doğru gittiler. Alaeddevle bu sancak beyine "Ne duruyorsun! Bu Mısır sultanını askerleri bizim avımızdır." dedi. Ardına düştüler. Mısır askerleri derbende

307

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

pusu kurmuşlardı. Alaeddevle pusuyu duydu, ama haber vermeden kaçtı. Bu sancak beyi gafil bir anında yakalandı, harp etmeye başladılar. Sancak beyi mağlup oldu. Orduları­ nı ise Alaeddevle'nin Tükmenleri yağmaladı.

Şiir

Düşmana karşı çıkmak için er olmak gerekir Hem adını sakınan komutan gerekir

Dininin şerefini iyice korumalı

Lütuf ve yardıma mazhar olması gerekir

İslam kandili o gazi han'a

O Türkmen ne yaptı, bilmek gerekir

Bu macera Sultan Bayezid devrinde hicretin sekiz yüz seksen yedisinde (M. 1482-83) gerçekleşti.

BÖLÜM 178

Bu maceradan sonra ne oldu?

Rum tarafından Karaman Beylerbeyi yürüdü. Külek hisarı­ nı, Analakşan hisarını, Mozalan hisarını, Barsbeyte hisarını, Adana, Tarsus ve dört hisarı daha ki bunlar kafir elinde olup Müslümanların hisariara girmesine izin vermezlerdi, bütün bu hisariarı fethettiler. Bu hisariara bir Müslüman uğrasa ondan haraç alırlardı. Söz söylemek isteyeni döver­ ler, dine söverlerdi. Kiliselerinde çanlar çalar, hiçbir Müslü­ mana haraç vermezlerdi.

Karagöz Bey o hisariarı fethettiğini padişaha bildirdi. Pa­ dişah emretti, kafideri hisariardan çıkardılar, kiliseleri mes­ cit yaptılar, kafirlerin evlerine Müslümanları oturttular. Ka­ ragöz Bey o hisariarı sağlamlaştırdı, sonra padişahın hizme­ tine geldi.

Bunun tarihi hicretin sekiz yüz seksen yedisidir (M. 1482-83).

308

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

BÖLÜM 179

Bu bölüm bunlardan sonra ne olduğunu açıklar.

Mısır sultanına "Rum padişahının değersiz bir kulu geldi, bu kadar yeri zapt etti." dediler. Mısır sultanı asker gönder­ di. Asker Halep'e geldi. Padişaha Mısır sultanının asker topladığını, Halep'e vardığını ve o almış oldukları hisariarı geri almak istediğini söylediler. O sıralar padişahtan Mısır'a elçi gelmişti. Elçiyle gönderilen mektupta "O kulumun fet­ hettiği hisarı almak benim muradım değildi. Ancak Kara­ man vilayetini Hak teala bana müyesser etti. Fakat Varsak vilayeti isyankarlık, Turgutoğlu haramilik ediyor; yolları kesip Karaman'a rahatlık vermiyorlar." deniliyordu.

Mısır sultanı bu söze güvenmedi. Turgutoğlu ve Varsak beylerine çok fazla mal gönderdi ve "Karaman'ı rahatsız et­ meye devam edin. Size yardım için asker de vereyim" dedi. Bu taraftan padişah da "Gidin, o kulumun fethettiği hisar­ ları bekleyin." diyerek bir sancak asker gönderdi. O beyler Adana'ya geldiler. Kimse karşılarına çıkmadı. Yürüdüler, oradan Mis'e vardılar. Cihan Suyu'nun kenarında Gündü­ zoğlu Mehmed Bey, Üzeyiroğlu Mekki Bey, Ramazanoğlu Ömer Bey ve daha nice Varsak beyleriyle karşılaştılar ve büyük harpler yaptılar. Gündüzoğlu'nun başını kestiler. Ramazanoğlu'nu tutsak edip padişaha gönderdiler. Dön­ düler, Adana'ya gelerek dinlenıneye çekildiler.

Bu durum Halep'te olan askere malum oldu. Bunlar da Mısır sultanına haber gönderdiler. "Biz Rum padişahının askerine karşı duramayız. Bize yardım gönder." dediler. Mısır sultanı da büyük bir ordu topladı. Bunun için hazine­ ler döktü. Bu ordu Halep'teki askeriyle buluştu. Padişah da Anadolu beylerbeyine haber gönderdi ve "Çok sayıda sancak asker toplayın. Varın, Adana'da olan kullarıma yar­ dım edin." dedi. Beylerbeyi de asker topladı. Ereğli'ye var­ dı, orada konakladı. Yeme içme ve sohbetle meşgul oldu­ lar. Sekiz aydır Halep'te olan Mısırlının askeri padişahın askerinin rahat bir halde eğlenceyle meşgul olduğunu öğ­ 'renince yürüdüler, Bakraz Dağı'nı aştılar. Cihan Suyu'nun

309

Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi

kenarına geldiler. Suya köprü yaptılar. Ayas hisarında top­ lar döktüler, yiyeceklerini hazırladılar, toplarını çektirdi­ ler. Adana köprüsünün başına geldiler. Adana'da olan as­ kere düşmanın geldiği haberi ulaştı. Musa Bey'le Mustafa Bey'in başlarını kestiler. Perhad'ın haberi olunca atma bin­ di. Atta duramadı, düştü. Onun da başını kestiler. Ele ge­ çen askeri kırdılar. Bazısını ipiere dizdiler, Halep'e ve Mı­ sır'a gönderdiler. Adana hisarının önüne geldiler. Askerle­ rinin etrafına hendek kazdılar, kuşattılar. Hisara toplar kurdular ve cenge başladılar.

Şiir

Şunlar ki düşmandan gafil oldu Verir başlarını muratsız, aldanır oldu

Atına düşman biner evi yıkılır Düşmanlar mutlu dostlar memnun oldu

Aşıkl Allah'ın işi şaşırtıcıdır Aslında hepsi malum oldu

Bunun tarihi hicretin sekiz yüz doksanı, Safer ayının baş­ larıdır (M. Şubat 1485).

BÖLÜM 180

Bu bölüm padişaha hisar bekleyen askerlerinin gaflet anlannda kınldığı haberinin gelişini açıklar

Padişah "Askerin kırılması veya kırmasında şaşılacak bir şey yoktur." dedi. Anadolu beylerbeyisi Hersekoğlu Ah­ med Paşa'ya 'Tez elden varın, o hisarda bekleyen kullarıma yardım edin." diyerek emretti. Bunlar da yürüdüler, Ada­ na'ya geldiler. Askerin çoğu yaya idi, azıkları ve hazırlıkla­ rı yok idi. Aç açık bir halde düşmana karşı durdular. Hisar halkı hisardan çıktı, düşmanın toplarını bozdular.

310

Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi

Şiir

A.şıki söyle menakıp burada kalsın Yazayım bu hanlı da andığırndan

Mehmed Han oğlu Bayezid Han Diyeyim gazalarını bildiğimden

İlahi Osmanoğlu nesli hak

Kalalar kıyamete değin hükm-i mutlak

Her kim bu duaya amin derse Ede her korkudan Hak onu emin

BÖLÜM 181

SORU.- Ey derviş! Bu Osmanoğulları'nın tarihlerini ve me­ nakıplarını yazdın, ama ömürlerini ve saltanat müddetleri­ ni bilir misin?

CEVAP.- Elbette bilirim. Tarihierin aslında gördümdü. Osman Gazi'nin ömrü altmış dokuz yıl oldu. Otuz beş ya­ şında Karacahisar'ı fethetti. Yirmi altı yıl Osman Gazi dedi­ ler. Vefatma sebep; ayağındaki zahmet bahane oldu. Al­

lah'ın rahmetine vardı.

Bunun oğlu Orhan Gazi'nin ömrü seksen iki yıl oldu. Ba­ basının vefatında kırk beş yaşında idi. Babasının vefatından sonra otuz sekiz yıl adına hutbe okundu. Üç yıl da babası­ nın yanında almak vermek, yani hüküm ve hükümet onun­ du. Onun da vefatma sebep ayağındaki zahmet idi. Allah'ın rahmetine vardı.

Bunun oğlu Murad Han Gazi'nin ömrü altmış sekiz yıl ol­ du. Babasının vefatında otuz yedi yaşında idi. Bunun da otuz bir yıl adına hutbe okundu. Sırp kralıyla yapılan harp­ te şehit olarak vefat etti. Allah'ın rahmetine vardı.

Bunun oğlu kendisine Yıldırım Han da denilen Bayezid Han'dır. Bunun ömrü de altmış yıl oldu. Babasının vefatın­ da kırk dört yaşında idi. Bunun da on altı yıl adına hutbe okundu. Vefatma sebep Timur'la yapılan savaş oldu.

Bunun oğlu Mehmed Gazi'nin ömrü kırk sekiz yıldır. Ba-

311

Соседние файлы в предмете [НЕСОРТИРОВАННОЕ]