AIKPAAZADE. OSMANOULLARI’NIN TARH. 2003
.pdfAşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
ri son derece üzüntü vericidir. Sebebi şudur. Enez kafideri
Müslümanların esirlerini kullandırmazlar, Müslümanların esirleri sürekli kaçar Enez'e girerler. Sahibi ardınca gelince eğer o kişi bildik ve tanıdık ise basit bir şey verirler gönde rirler. Bildik birisi değil ise döverler, Müslümanlar esiri ala madan giderler ve hatta kafirlerin kendisini dahi esir aldık ları olur. Bu Enez daha evvel İstanbul'a bağlı idi. Zira halkı İstanbul tekturunun kavmindendir. Padişah "Hak Teala bir
çare verip düzeltir!" dedi.
Kadı gidince Hünkar, adamı Has Yunus'u çağırttı, "Bre Yunus! Tez iskeleye var. Reisiere haber ver, hemen on par ça iyi gemiyi kullanın ve azab askeriyle donatın. İyi hazır lık yapın. Yarın Enez'e onun limanına girin. Ancak oraya varıncaya değin bunu hiç kimseye bildirme. Ben de inşaal lah karadan İpsala'ya varırım." dedi.
Yunus Bey padişahın buyurduğu emre uyarak buyruğu yerine getirdi. Hemen Allah'a sığınıp yürüdü, İnez'in !ima nına girdi. Padişah da bu taraftan yürüyüp askerle İpsa la'ya ulaştı. Tekfur karadan ve denizden Türklerin geldiği ni görünce yanındaki kafidere "Türk beni bile esir etmek is tiyor." dedi. Hemen malını, karısını ve güzel kızını alıp hünkara getirdi ve bütün askerlerini de birlikte, yanında ge tirdi. Padişah da tekfura ve askerlerine iyi dirlikler verdi. Şehrin boşalan evlerini etraftan gelen Müslümanlara verdi ve kalanlarını yerlerinde bıraktı. Nice kiliselerini mescit yaptı, çanlarını ve çanlıklarını bozdurdu. Şehrin karşısında Tanoz denilen bir hisar dahi vardı, ada idi, onu da fethetti. Limoz derlerdi bir hisarı da vardı, onu da fethetti. Kısacası bütün İnez vilayetini fethetti.
Bu fethin tarihi sekiz yüz elli yedisi (M. 1453) ile sekiz yüz elli sekizi (M. 1454) arasında vaki oldu, Sultan Mehmed Han Gazi elinden.
Şiir
İnez'de İslam meşalesi hoş yandı
Gazi Han onu gördü ileriye atıldı
222
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
Kırayım Hak düşmanını, alayım diyarını
Kaçsınlar gazilerden serpuş gibi
Aşıki yaz menakıbını o han'ın
Ki vermiştir sana hisse ve çok altın
BÖLÜM 125
Bu bölüm Niköpri'nin ne şekilde ve kimin eliyle fetholduğunu açıklar.
Vılkoğlu adındaki despotun elindeydi. Despot ölünce İshak Bey oğlu İsa Bey padişaha haber gönderdi. Padişah da İsa Bey'e "Hak teala verirse Sırhistan vilayetini İslam memleke ti etmek isterim. Şimdi sen o vilayetin eskilerindensin, ora ya ne şekilde varmak gerekir, onu bana bildir." dedi. İsa Bey de "Devletli sultanım! Şimdi fırsatıdır. Nasıl gelirsen gel." dedi.
Padişah hemen İslam askerini topladı, gaza niyetiyle dedi ve yürüdü. Üsküp'ten berideki Karatonlu Dağı'nın öte yü züne aştı. İsa Bey de oraya geldi ve padişahla buluştu. Pa dişah İsa Bey'i hisarı aman ile vermelerini istemesi için gön derdi. İsa Bey de vardı, hisarı dizdanndan istedi. Dizdar "İsa Bey bizim dinimizde padişahına hain olmak yoktur" dedi. İsa Bey "Hey aptal! Padişahın öldü. Siz şimdi kime pa dişah dersiniz." deyince dizdar cevap olarak "Bosna kralı nın karısı, despotun kızıdır ve o kız şimdi bizim padişahı mızdır." dedi. İsa Bey "Hey ahmak kafirler! Hiç bilir misi niz, bu gelen Sultan Mehmed Han Gazi'dir. İstanbul'a ney lediğini görmediniz mi bari işitınediniz mi ki öylesine ko nuşuyorsunuz."deyince dizdar "Hele gelsin görelim." dedi. Ondan sonra padişah devletle gelip hisarın üzerine kondu. Hemen cenge başladılar. Beşinci günde hisar feth olundu. Hisarda Vılkoğlu'nun büyük miktarda gümüşünü buldu lar, padişahın hazinesine kattılar. Hisara Müslümanları koydular. Kafiderden güvendiklerini hisarda yerlerinde bı raktılar, hisarda kalmalarına güvenmediklerine ise ne gere kiyorsa onu yaptılar.
223
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
Ondan sonra Tirebçe hisarına vardılar. Varır varmaz dış hisarı fethettiler. O hisarda dahi çok miktarda mal buldular, alıp padişahın hazinesine getirdiler. Ama o hisarın kulesi nice gün direndi, cenk etti. Sonunda bir gün onu da fethet tiler, Hakk'ın yardımıyla. O hisarda dahi o kadar mal bul dular ki haddini hesabını ancak Allah bilir.
Onun ilerisinde küçük bir hisar daha vardı. Ona Evrena zoğlu İsa Bey'i gönderdiler. Fakat Evranozoğlu İsa Bey var madan kafider hisarı eteşe vermişler, kaçmışlar, hisar boş kalmış.
Hünkar, İsa Bey'i gönderdikten sonra kendisi İzbe çen'den Kosova'da Gazi Hünkar'ın şehit olduğu yere geldi. Burada Gazi Hünkar'ın ve gazilerin ruhları için çok ihsan lar etti ve yemekler pişirtti. Yeniidi ve dualar edildi.
Şiir
Bu han ki Hakk'ın lütfunu yoldaş edindi Bütün halk bil ki onu baş edindi
Bu han'a düşman olan alem içinde
Bela ve yılan zehrini aş edindi
Saadet tacını Hak bu han'a verdi
Hikmetin zuhuruna onu nakkaş edindi
Aşıki yaz menakıbını bu hanın
Ki kara ve denizi cümle mülk edindi
Ve bu fethin tarihi, Sultan Murad Han Gazi oğlu Sultan
Mehmed Han Gazi elinde hicretin sekiz yüz elli sekizinde (M. 1454) vaki oldu.
BÖLÜM 126
Bu bölüm Sultan Mehmed Han Gazi'nin Belgrad'a ansızın saldırmasını,
orada neylediğini ve sonunda ne olduğunu bildirir.
Sultan Mehmed Han Gazi İslam leşkerini topladı, gaza ni yetiyle diyerek Belgrad'a yürüdü. Tuna Suyu'na dahi gemi-
224
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
ler yürüttü. İstanbul'u fethettiğinde bozdurduğu bakır at, vidalı haç ve çanlardan toplar döktürdü, Belgrad'a getirtti. O topları kurdular ve attılar. Cenge başladılar. Rumeli Bey lerbeyi Dayı Karaca, hünkara "Devletli sultanımı Ben kulu na izin ver Tuna'nın öte yakasına geçeyim, hisarın karşısın da yer alayım." dedi.
Bu düşüneeye Rumeli'nin beyleri razı olmadılar. "Eğer Belgrad fethalursa bize tarla sürmek düşer. Zira başka yer de düşmanımız kalmaz. Bu hisarı da alıp bir avuç kalan ka firi de dağıtacak olursak halimiz sonra ne olur?" dediler ve hile düşündüler.
Sözün kısası, Belgrad'ı almak için beyler gayret gösterme diler. Bir gün ansızın Karaca'nın geçmek istediği yerde, Tu na'mn öte yakasında çok sayıda düşman askeri gördüler. Yanku melunu önlerine gelip kondu ve nehirden de çok sa yıda gemiler getirdiler. Bu sefer cenk her iki taraf için de da ha şiddetlendi.
Ansızın bir gün Karaca Bey metriste hisara top attınrken kendisinin bulunduğu metris tahtasına kaleden top geldi, metris tahtası onun üzerine düştü, şehit oldu. Gemiler de bu tarafta su yüzünde harp ediyorlardı. Beklenmedik bir anda gemilerin de nicesi yok oldu. Hünkar "Hey gazilerı Saldırmak gerek." dedi ve hücum ettiler. Hünkarın kendi kulları yürüdü ama Rumelililer hain olup yürümediler. Kul hisara doğru yöneldi. Kafider hücumun bu tarafa doğru ol duğunu görünce hepsi kulların üzerine hücum ettiler. Kul ları geri döndürdüler ve nicelerini de şehit ettiler. Padişah ata atladı ve "Hey gazilerı Daha ne duruyorsunuz, ne eyli yorsunuz?" deyip yürüdü. Garip yiğitler padişahla birlikte hücum ettiler, kafiri tekrar hisara soktular ve çok sayıda ka fir öldürdüler. Bu defa gerçekten büyük bir cenk oldu. Hi sarın alınmamasına Rumeli'nin hiyaneti sebep oldu. Padi şah oradan göçtü, devletle tekrar memleketine döndü.
Şiir
İki leşker karşılaşsa da arbede olsa
Kimine kılıç erişe kimine mızrak
225
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
Kimi kaçar nereye kimi kovalar bulunmaz
Er olan karşı koyar oka vuruşa
Gaziler doğru olur din yolunda
Salalar din kılıcını doğuya batıya
Bu gazanın tarihi hicretin sekiz yüz altmış birinde (M. 1456-57) vaki oldu. Bu tarihte iki büyük kuyrukluyıldız doğdu, birisi batıdan ve birisi doğudan.
BÖLÜM 127
Bu bölüm Sultan Mehmed Han Gazi'nin oğulları Bayezid Han'la Mustafa Çelebi'yi nasıl sünnet ettirdiğini ve o düğünün nerede olduğunu bildirir.
Sultan Bayezid o sırada Amasya'da, Mustafa Çelebi de Ma nisa'da bulunuyorlardı. Bunlar Edirne'ye geldiler. Düğüne başlandı. Etrafa düğün için davetçiler gönderildi. Bütün sancak beyleri, her şehrin uluları ve önde gelenleri geldiler. Edirne'nin havalisini doldurdular. Bir nice günlük yollar düğüne gelenlerden doldu. İzin verildi, padişahın otağı ve çadırlarını Ada'ya kurdular. Padişah da devletle Ada'ya geçti, otağına geçip oturdu.
Haber verildi, her tarafın halkı bölük bölükbelirlenen va kitlerinde geldiler. İlk olarak vilayetin alimleri davet olun du. Padişah da devletle saltanat tahtına geçip oturdu. Sağ tarafına Mevlana Fahreddin Fazıl, sol tarafına Mevlana Tu si, karşısına da Mevlana Şükrullah Fazıl oturdu. Bınrolun du hafızlar Allah'ın kelamını okudular. Bu oturan alimler, bu okunan ayetlerin tefsirini yaptılar. İlmi sohbetler yapıl dı. Ondan sonra izin verildi, sesi güzel olan kimseler hoş ve parlak kasideler ve gazeller okudular. Padişaha layık soh betler oldu. Tekrar izin verildi, sofralar çekildi, nimetler ye nildi. Yemekten sonra yine güzel sesli kimseler kasideler ve gazeller okudular. Ondan sonra Kur'an okund\1. Akabinde de şekerlemeler getirdiler. Her ilim ehlinin önüne sini koy dular. Alimierin hizmetkarları, bu futaları şekerle doldur-
226
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
dular. Ben fakir de bir futa doldurup hizmetkarıma verdim. Ondan sonra padişah, bu aziziere ihsanlar etti, hilatler giy dirdi. Bu padişahın saadet veren döneminde ve saltanatının altında nice insanlar fakir geldi zengin gitti.
Şiir
Şah oğullarını sünnet ettiğinde Erdemli insanlar izzetle geldi gitti
Türlü nimetler lezzetle yeniidi
Ruhani gıdalar akla yetti
O zaman Aşıki çok şeker aldı
Nice kadı şeker hammalı oldu
İkinci gün fukara zümresi (dervişler) davet olundu, onla ra dahi hürmetler gösterdiler. Padişahın ihsanları bunlara da gereğince ulaştı. Bunlara işaret edildi, kendi usullerince edeplerini ve saygılarını padişaha gösterdiler. Padişaha pek hoş geldi.
Üçüncü gün memleketin beyleri, devlet adamları davet olundu. Bunlarla da padişah töresince ve usulünce nice gün ler sohbetler ve eğlenceler oldu. Bir nice günlük yerlere de ğerli atlar hazırlayıp koşturdular, yarış ettirdiler. Çok sayıda ödüller verdiler. Kısacası bu yarışan atlılardan hiçbirisini mahrum etmediler. Zira padişahlar böyle toplantıları kendi sine layık olduğu gibi yapar ki kendi büyüklüğü ve şevketi görülsün. Bu padişah da azametini olduğu gibi gösterdi.
Düğün eden görünür harcamasından
Ki sevgi ulaşa sevdiği dostundan
Görürler mutlulukta dost biri birin
Ki ne harç olacak dünya vanndan
Şunlar kim cimrilikle düğün yaptı
Haberdar olmadı demektir namus ve hayadan
Aşıki bu düğünü ki han yapmıştır
Niceler geldi hem Bağdat şehrinden
227
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
Bu mübarek düğünün tarihi hicretin sekiz yüz altmış bi rinde (M. 1456-57) Edirne'deki Meriç S'ndaki Ada'da vaki oldu.
BÖLÜM 128
Bu bölüm Sultan Mehmed Han Gazi'nin Mora vilayetine ne suretle vardığını
ve orada ne yaptığını ve nasıl fethettiğini açıklar.
Bir gün Serez'den Ballubatra'ya (Balyabatra) bir kişi gitmiş. Zorla nice Müslüman kadınlarını kullandıklarını görmüş. Bu kişi gizlice bu kadınlara "Hey biçareler! Bu din asilerinin memleketlerine nasıl düştünüz ki bu kafirlere böyle hizmet ediyorsunuz?" demiş. Bu kadınlar ağlayarak "Yalnız bizi esir düşmüş sanma. Bizim gibi daha niceleri esir olmuştur. Bizim halimizi Allah'tan gayrı kimse bilmez."demişler ve ağlamışlar.
O kişi oradan doğru Edirne'ye gelip padişahla buluştu ve o gördüğü Müslüman kadınların halini gördüğü gibi bildir di. Padişah bu haberi işitince İslam gayreti kendisine galip oldu. Bütün İslam askerini topladı, gaza niyetiyle diyerek Mora vilayeti üzerine yürüdü. Doğru körfeze vardı, fethet ti. Üzerine vardığı her hisarı Hak teala bu Sultan Mehmed Gazi'ye müyesser etti. Mora vilayeti bütünüyle fethalundu ve bütün hisadarının malını ve esirini alıp dilediğince kul landı. Gazilerinin hepsi zengin oldu. Daha sonra oradan Üsküp'e yöneldi.
Padişah Mora'ya sefer ettiği günlerde Mahmud Paşa'yı da Laz (Sırbistan) vilayetinin kalanını fethetmeye göndermişti. Mahmud Paşa yürüdü, Güvercinlik (Golumbacz) hisarını, Sava'yı (Ressava), Gerüce'yi (Kuruca), Bıranc'ı (Branikvac) ve daha nice hisariarı aldı. O vilayeti bütünüyle fethetti. Sul tan Murad'ın Belgrad üzerinde yaptırmış olduğu tahkimatı daha sağlamlaştırdı. Oradan Yillüyurd'a (Yellüyurd) gitti, Mehmed Paşa da Üsküp'e varmıştı; orada hünkarla buluş tu. Orada orduya izin vermek, terhis etmek istediler. Mah-
228
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
mud Paşa "Devletli sultanım! Macar kafirinin yığınağı var. Bu tarafa gelmektedir." dedi. Bu sırada Belgrad'dan Macar ların büyük bir orduyla ilerlemekte olduğu bildirildi.
Bu haber gelince Anadolu askerine sancak sancak harçlık lar verildi. İslam ordusunun Polava'ya gitmesi ve bir mik tar askerin de kaBrlerin hangi tarafa doğru hareket ettiğini öğrenmesi emrolundu. Padişah da harekete geçmeye hazır lamyordu ki kafir askerinin göründüğü haberi geldi. Allah yardım etmişti de Tahtalı'da çok sayıda gaziler bulunuyor du. Kafirlerin bu gazilerden haberi yoktu. Kafider yağmala mak için Tahtalı'ya hücum etti. Etrafa yağma için dağıldı lar, birbirleriyle irtibatları koptu. O an gaziler Allah'a sığı nıp tekbir getirdiler ve kafirlerin büyük sancağı üzerine hü cum ettiler. Kafir orada İslam askerinin bulunduğunu gö rünce artık savaşma arzusu kalmadı. Kafir askeri Allah'ın yardımıyla kırıldı. Allahuekber! Gaziler çok sayıda kafir kırdı, nice büyük beylerini ve komutanlarını esir ettiler. Hünkara önce kafirlerin kınldığı haberi geldi, bir iki gün sonra da kafirlerin sancakları ve esir edilen beyleri ve ko mutanları getirildi. O kafir askerinden pek azı kurtuldu. Daha sonra İslam ordusunun çoğuna izin verildi.
O zamanlar çift akçesi yirmi iki alınırdı, bu sefer uzak di yara olduğu için padişah sipahiye otuz iki verilmesini em retti. Şimdi otuz iki olarak alınması o zaman başlamıştır.
Fakir dahi o zamanlarda padişahın ihsanını umarak Üs küp'e gitmiştim. İlısanı fazlasıyla geldi. Hem o vakit Mev lana Güraru Arabistan'dan dönmüştü, kendisine Bursa ka dılığını o sefer esnasında verdiler.
Şiir
Mehmed Han ki Hak yardımcısı oldu Gazilerin cümlesi nimetiere gark oldu
Bu han ki kafire kılıcını saldı
Dünyadaki bütün kafider şaşkına döndü
Bu han'ın heybeti tuttu cihanı,
Bu han bütün hanlardan daha fazla iyiliklerde bulundu
229
Aşık Paşazade 1 Osmanoğulları'nın Tarihi
Onun gücünü ve salabetini işiten sultanlar
Akılları gitti hepsi mecnun oldu
Doğu ve batı adaleti ve cömertliğiyle doldu
Menakıbı Osmanoğulları'nın mevzun oldu
Bu han'a cihanda kim ki baş eğdi
Saadet buldu, bahtı uğurlu oldu
Aşık! Osmanoğulları'na duacı
Dua ehli cihanda makbul oldu
Bu fethin ve gazanın tarihi, Sultan Mehmed Han Gazi ve kulu Mahmud Paşa'nın eliyle hicretin sekiz yüz altmış bi rinci yılının (M. 1457) sonunda vaki oldu.
BÖLÜM 129
Bu bölüm Mora vilayetinin kilitleri gibi olan Mesevri, Londura ve Yıldız'un ne şekilde fetholduğunu açıklar.
Mora'nın ağzında Sultan Murad Han'ın yıkmış olduğu Ger me hisarı (Heksamilion) vardı. Kafir askerleri deniz tarafın dan çıkarak o hisariarı tekrar yaptı. O vilayetlerde olan Müslümanlar o hisariarın içerisinde kaldı. Sultan Mehmed Gazi'ye bu haber gelince padişah Mahmud Paşa'yı hemen Rumeli askeriyle birlikte gönderdi. Mahmud Paşa harekete geçti ve Germe'nin üzerine gitti. Padişah da nice günden sonra Mahmud Paşa'nın ardınca gitti. Mahmud Paşa Ger me Hisarı'na yaklaştı. O zamanlar Mora'nın sancakbeyi El van Beyoğlu Sinan Bey idi. Körfez hisarında duruyordu. Mahmud Paşa'nın geldiğini işitince Müslümanlara haber verdi ve kendisi de hisardan çıkmak için hazırlığa başladı.
Germe'de olan kafirlerin casusları vardı. Bu casuslar ka firlere Türklerin çok büyük sayıda askerle geldiğini, sabah tan önce varacağını haber verdiler. Kafider kaçmak için ha rekete geçti. Sinan Bey de bulunduğu hisardan çıktı. Kafir ler Türklerin kendilerini kıracağını gördüler. Gemileri de-
230
Günümüz dilinde: Osmanoğulları'nın Tarihi
nizde hazır bekliyordu. Gemilere binmeye hazırlanıp bin meye başladılar. Mahmud Paşa'ya kafirlerin kaçmak üzere olduğu haberi geldi. Mahmud Paşa en seçkinlerinden bir kaç yüz gazi seçti. Hücum edip saldırdılar. Henüz kafirlerin son kısmı gemiye binerken baskın yaptılar. Hayli kafiri can lı olarak yakaladılar. Mahmud Paşa orada padişah gelince ye kadar bekledi. Padişahla buluşunca birlikte yürüdüler, Mesevri'yi, Londura'yı ve Yıldız hisariarını fethettiler.
Kısacası, o seferde Mora'ya tabi altı hisar fetholundu. Bunlara Karluili ve bu fetholunan hisariarın beylerine Kar luoğlanları derlerdi. O da padişaha geldi ve onun ömrünü de sona erdirdiler.
Oradan geldiler, Eğriboz bölgesine uğradılar, orayı hal lettiler.
Bu gazanın tarihi hicretin sekiz yüz altmış dördüdür (M. 1459-60). Bütün bu yerler Sultan Mehmed Han Gazi elinden fetholundu. Bu tarihten önce Bursa yandı, bir çok Müslü manlar, mallarıyla helak oldu.
BÖLÜM 130
Bu bölüm Semendire'nin (Semendria, Sandrew) ne şekilde fetholduğunu açıklar.
Padişah bütün heybetiyle İzvornik'a (Swornik) yöneldiğin de Bosna kralı, Semendire'ye hakim olmuş idi. Bosna kralı padişah kendi üzerine ansızın gelir düşüncesiyle ve kendi sinden de çok çekindiğinden ona bir adam gönderdi ve Se mendire'yi vermeyi teklif etti. O sırada Mahmud Paşa'nın kardeşi Semendire'de idi. Semendire'yi bütünüyle ona emanet etmişlerdi, kral içinde bulunmuyordu. Kral, Mah mud Paşa'nın kardeşine de Semendire'yi Türk padişahına verdim, diyerek haber gönderdi. Mahmud Paşa kardeşiyle haberleşiyordu. Semendire'yi vermesine razı olmuştu. Bos na kralına o kadar söz söylemişlerdi ki sonunda kral da ra zı olmuştu. Sözün kısası Semendire'yi vermeye razı oldular. Mahmud Paşa'nın kardeşi krala "Semendire'yi Türk'e ver-
231